Şu HDP’li vekillerin meclis kürsüsünde yalana ve çarpıtmaya dayalı kirli propagandaları fena halde rahatsızlık vermeye başladı. Göz göre göre yalan söylüyorlar.
Tam bir kara propaganda örneği sergiliyorlar. PKK’lı teröristlerin ölümünü bile “sivil ölümler” diye devletin üstüne yıkıyorlar. Devletin bölgede sivil katliamlar yaptığını söyleyip duruyorlar.
PKK’nın katliamlarını devletin/hükümetin üstüne yıkmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Perşembe günü mecliste konuşan HDP’li vekilleri dinlerken kendimi zor tuttum. Bu kadar yalan nasıl rahatlıkla söylenebilir, hayret!
***
Başörtülü bir HDP’li vekil Kandil’in silah marifetiyle ilan ettiği özerklik ilanının Kur’an’a ve İslam’a aykırı olmadığını söyleyecek kadar işi ileri götürdü.
İslamcı geçmişleri olan vekillere demek ki böyle bir rol biçmişler.
Sosyalist/ateist vekilleri başka türlü konuşuyor, geçmişlerinde İslamcılık olan vekilleri ise dinin diliyle konuşuyor.
O başörtülü vekil utanmazsa sosyalist ideolojinin ve idarenin de Kur’an’a aykırı olmadığını söyler ya, neyse!
Özerklik bir yönetim tarzıdır.
Bunun Kur’an’la uyumu veya uyumsuzluğu üzerinden laf söylenir mi hiç?
Kur’an bir tek diktatörlüğe karşıdır, zulme karşıdır.
Kandil’in ilan ettiği ve HDP’nin de arkasında durduğu özerklik veya özyönetim modeli, dibine kadar faşist, Stalinist ve diktatöryal bir modeldir.
Ne demokratiktir, ne de İslami’dir.
İnsani hiç değildir.
PKK’nın özerklik ilan ettiği Suriye’nin Rojava’sında nasıl baskıcı bir rejimin var olduğunu o başörtülü vekilin bilmemesi mümkün mü? On binlerce Rojavalı Kürt sırf Barzanici olduğu için kendi yurdundan sökülüp atılmadı mı?
Barzanici Kürtlerin partileri kapatılmadı mı? Barzanici Kürt kanaat önderleri öldürülmedi mi? Şu an PKK’nın ilan ettiği o kantonal bölgede PKK faşizmi dizboyu. Özyönetim adı altında özfaşizm uygulanıyor. O başörtülü vekilin kalkıp bu gerçekliği görmeden teorik olarak özerkliğin Kur’an’a aykırı olmadığını söylemesi bilinçli bir çarpıtmadan ibarettir. Bir tek Kur’an’ı kirli ve kanlı amaçlarına alet etmemişlerdi, şimdi onu da yapmaya başladılar!
Yazık!
***
Yüzbinlerce Kürdün bu kış koşullarında kendi evlerinden nasıl sökülüp atıldığını hatırlatmamıza gerek yok. Çünkü bütün bunların müsebbibi olarak devleti/hükümeti bilen bir bağnaz anlayışla karşı karşıyayız. PKK silahlarıyla gelip şehirlere yerleşecek. Silahlarıyla mahalleleri işgal edecek. Vuracak, kıracak, öldürecek, terör estirecek. Silahlı gücüyle kendi egemenliğini tesis etmeye çalışacak. Kürt halkına sormadan veya Kürt halkının onayını almadan kendi silahlı egemenliğini “özyönetim” adı altında ilan edecek... “Özyönetim” ilan ettiği yerlerde kendini Kürt halkının efendisi, sahibi ve yönetici olarak görecek. Dilediği gibi hareket edecek... Bunun adına da demokrasi denilecek öyle mi?
Böyle bir “özerklik/özyönetim”in Kur’an’la çelişmediği iddia edilecek öyle mi?
Yazıklar olsun!
***
İsminin önünde Prof. titri olan, çözüm sürecinde akil adam olarak boy gösteren bir HDP’li vekil kalkıp 1990’lı yılların devlet anlayışına dönüldüğünü anlatacak. Erdoğan/Davutoğlu ikilisinin Tansu Çiller’e dönüştüğünü iddia edecek... Daha ileri giderek Türkiye devletinin İsrail ve Suriye devletine dönüştüğünü söyleyecek... Çözüm masasının Erdoğan tarafından devrildiği yalanı üzerinden bu tür bir sonucun ortaya çıktığını dillendirecek... Yani PKK terörünü ve vandalizmini meşrulaştıracak... İkide bir AK Parti grubuna dönerek, “Aynaya bakarsanız kendinizi görürsünüz” biçiminde saygısız bir tutum sergileyecek... Ve hiç kimse kalkıp kendisine ağzının payını vermeyecek öyle mi? AK Parti grubunun yasa çıkartmak adına sergilediği iyi niyetli tutumun nasıl istismar edildiğini söylememe gerek yok. Ama bence yasa çıkartma adına her türlü kirli ve kara propaganda karşısında esnek ve toleranslı bir tutum geliştirmekten vazgeçilmeli.
Kim hangi dilden anlıyorsa o dilden cevabını almalı. HDP eliyle sürdürülen bu kara propagandaya, özellikle de AK Parti’ye ve AK Parti liderliğine yönelik bu hoyrat ve saygısız dile mutlaka karşılık verilmeli.
***
Bir HDP’li vekil de çıkıp, “Devlet Kürt halkına karşı savaşıyor!” yalanı üzerinden rahatlıkla ahkâm kesebiliyor. Oysa herkes biliyor ki devlet/hükümet Kürt halkı üzerinde bir zulüm rejimi kurmaya yeltenen ve Kürt halkını her anlamda mağdur eden bir terör örgütüne karşı haklı ve meşru bir mücadele veriyor.
Aynaya bakacak yüzünüz yok sizin. Çünkü her tarafınızdan kan akıyor. Yalan akıyor.
Kürtlere kan ve gözyaşından başka ne verdiniz de Kürtler adına konuşuyorsunuz ha söyler misiniz?