İçinde bulunduğumuz günler iki taht oyununa birden sahne oluyor. Birincisi TFF üzerinden, diğeri Fenerbahçe üzerinden oynanan taht oyunu. Aslında Galatasaray'da da seçim var ama orda oynanan bir taht oyunu yok.
Her şey apaçık ortada.
Çünkü Galatasaray'da işler tam tıkırında. Saha içine odaklanan Galatasaray, saha dışını Fenerbahçe'nin üzerine bırakmış gibi. Galatasaray'ın ekstra bir şey yapmasına da aslında hiç gerek kalmıyor. Ettiği sözler havada kalsa da Dursun Başkan küçük düşmüş olduğunu önemsemiyor.
Altı yıllık başarısızlıklarını sırasıyla (ve her daim) Aziz Yıldırım ve yönetimine, Aykut Kocaman'a, gelen giden onlarca hocaya, yüzlerce futbolcuya, Erden Timur'a, Dursun Özbek'e, (örtülü de olsa) Devlete, MHK başkanlarına, TFF başkanlarına bağlayan Ali Koç'un son hedefi Mehmet Büyükekşi. Bugün hiç kimse Nihat Özdemir'i TFF Başkanlık koltuğundan indirip yerine Büyükekşi'yi; Büyükekşi'nin yönetimine ise sağ kolu Agah Ruşen Çetin'i, evinde kahvaltıda ağırladığı dostu Volkan Can'ı, Ali Düşmez'i bizzat koltuğa oturtanın Ali Koç olduğunu hatırlamıyor bile. Ali Koç'a göre de zaten kötü olan Büyükekşi. Eliyle o koltuğa oturttuğu kişiler kötü değil. Ali Koç'un pozisyonuna göre bu durum bugün için böyle. Yarın ne olur bilinmez. Bu nasıl bir mantık anlayamıyorum, anlayanın da çıkacağını sanmıyorum.
Ali Koç'un yabancı hakem gelsin dedikten sonra gelen yabancı VAR'ın, Sivasspor maçında yaptığı fahiş hata üzerine konuşamaması, bir tek kelime söylememesi gibi bir durum yani. Ha bakarsınız bir ay sonra Ali Koç "yabancı hakem bizi şampiyonluktan etti" de diyebilir.
Ali Koç'un söyledikleri o ana dair. Hiçbir projeksiyonu, alternatif tek bir planı bulunmayan bir başkan Ali Koç.
Şimdilerde ise Koç iki koldan TFF Başkanlık çalışması yapıyor. Bir kolda medyanın duayenlerinin lobi çalışması ile parlatılan Mahmut Özgener, diğer yanda UEFA'nın 2025'de TFF Başkanı ya da "Başkan vekili olmazsa seçilme hakkı yok" söylentileri ile ön plana çıkarılan Servet Yardımcı. Ali Koç, bu defa, bu isimlerle ilgili ön plana çıkmıyor. Geri planda her iki isim ile de görüşüyor. Hatta yönetim kurullarına isimler öneriyor. Bu defa Ali Koç Fenerbahçeli değil, Beşiktaşlı bilinen isimler üzerinden oyun kurmaya çalışıyor.
Aday olur, seçilir, yine başarılı olamazsa bu defada arka planında tasarladığı bu federasyonları ve başkanları düşman ilan edecek. Ali Koç'un arka planda desteklediği her iki başkan adayı da Ankara'ya yakın isimler. Bunlardan birisi seçilir ve şampiyonluk gelmez ise yine taraftarlarına doğal düşman olarak (açıktan gösteremezse de) işaret ettiği Ankara'yı suçlayacak Ali Koç. Strateji tam da bunun üzerine kurulmuş. Ali Koç aslında futbolda başarılı ama onun başında olduğu Fenerbahçe'yi şampiyon yapmayacaklar! Kalamış'tan coğrafi gerçeklere aykırı bir şekilde güneş doğacağına inanan kitle satılık kalemler ve paralı troller ile buna da inandırılıyor tabi ki.
Ali Koç ve onun dar, bir o kadar da elit çevresine göre Koç altı yılda futbolda bir Türkiye Kupası alabilmiş olsa da aslında çok başarılı. Futboldaki başarısızlığın ise Ali Koç'a bağlı olmayan sebepleri var. Bu sebeplerin hiçbiri Ali Koç ile ilgili değil.
KOÇ ÖNCESİ YOK GİBİ DAVRANMAK
Ali Koç ile amatör branşlar tarihte ilk kez uçuşa geçmiş onlara göre. Gerçi amatör sporlardan sadece bu seneki zararı Fenerbahçe'nin 900.000.000.-TL. ama fark etmez. Ali Koç başarılı ya bu görmezden gelinebilir. Adama sormazlar mı "senden önce de amatör branşlar zaten başarılıydı" diye.
Sorsalar ne olur.
"Voleybol kız takımımız, yedinci kez şampiyon oldu" diyen Ali Koç'a 2018'de (yani 6 yıl önce) seçildiğini bile unutturabilmiş bu elit çevresi. Onlara göre bu 7 şampiyonluk Ali Koç'un 6 yıllık döneminde kazanılmış.
Ne olur böyle söyleseler?
Bu elit kitlenin anlattığı hikâyeye göre Ali Koç, futbolda sportif başarı sağlayamamış olsa da ekonomik başarıyı sağlamış. Dün gazetelerde gördüm. Komünist belediye başkanı Maçoğlu da bıraktığı belediye borcunu, devir aldığı (2019) ve devrettiği (2024) tarihlerdeki döviz kuruna bölerek izah etmiş. Aldığında 13 milyon USD olan borç, şimdilerde 7 milyon USD olmuş. 68 milyon TL olarak devir aldığı borcu, 230 milyon TL'ye çıkararak devreden komünist başkan Maçoğlu aslında borcu düşürmüş! Ülkenin siyasetçileri Fenerbahçe'nin eski başkan vekili Burhan Karaçam'a çok şey borçlu.
TL Borcu al, 4 katına çıkar! Sonra dolar hesabı ile borç düştü de!
Kitle de sana inansın.
Tıpkı Fenerbahçe gibi.
Ali Koç devir aldığı 3.5 milyar borcu aynı hesapla yani dolar hesabı ile 15 milyar TL mertebesine düşürmüş!
Ali Koç, Fenerbahçe'nin ekonomisini düzeltmiş!
Vay arkadaş!
Diyecek söz kalmadı bende.
Bu elit çevreye göre Ali Koç, 6 yılın sonunda başkanlığı öğrenmiş, artık şampiyonlukları kazanmanın zamanı gelmiş. O yüzden bir dönem daha devam etmeliymiş. Peki arkadaş size sormazlar mı; 2017'de seçim hazırlığına başladığınızda siz değil miydiniz, yapay zekâ ile Fenerbahçe'nin oyun anlayışını belirleyen, futbol havuzu oluşturan, A Plus hocası cepte olan, Tottenham, Manchester ile futbolcu alışverişi yapacak ilişkileri olan? Fenerbahçe Spor Kulübü, başkanların staj yeri mi? Tarihte 6 yıl görev yapıp tek şampiyonluk kazanamayan (bugün için geçerli, sezon sonu ne olur bilinmez) Fenerbahçe Başkanı olmamış.
Bırakın bu işleri lütfen. Galatasaray şampiyon olan başkanları yetersiz görüp arkasına teneke bağlayıp gönderirken, elit çevresine göre Ali Koç, 6 senenin üstüne 3 sene daha başkanlık yapmalıymış.
Bu inanılması güç tabloya rağmen Ali Koç, daha seçim takvimini bile açıklamadı. Yüzlerce örneğinde olduğu gibi "başkan olmayacağım" sözünü yiyebilmenin planlarını yapıyor. Ne oldu Kulüpler Birliği Başkanlığı'ndan istifa etmişti Ali Koç?
Sessiz sedasız dönüverdi başkanlığa.
Verdiği bu sözden de dönecek. Yapılacak seçimlerde de aday olacak Ali Koç.
Nokta.
Bir Allah'ın kulu da "Başkan sözünü yemez, yiyemez" diyemiyor. Bu sözü de yiyeceğini dünya âlem biliyor çünkü. Bu durumda, Ali Koç'un, "Ben başında olduğum müddetçe Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar" sözünün başarısızlıklarına bir kılıf olduğu, yeni dönem için başkan adayı olması ile anlaşılmayacak mı? Sonrasında bakalım 30 milyonluk camia hangi yalanla uyutulacak? Yaşayıp göreceğiz. Bu şartlar altında dahi tek bir adayın ortaya çıkmaması Ali Koç'un baskın seçim taktiğinin bir sonucu olsa gerek. Bu strateji ile aday adayı Sadettin Saran cephesi dağılıyor.
Saran mutsuz değil, çünkü istediğini zaten aldı. Aylarca reklamını yaptı. Kampanyasını finanse ettirdiği kişileri Ali Koç yönetimine sokabilirse ondan mutlusu olmayacak. Geride kalanlar hüsrana uğrasa da seçim süreci böyle bir şey. Çıktığınız lideri tanımadan bir yola girerseniz sonunda kullanıldığınızla kalırsınız. Bu durumda yapmanız gereken Haziran ayında tatile çıkıp, yeni sezondaki gelişmeleri beklemek olacaktır.
BABA FİGÜRÜ AZİZ YILDIRIM
Fenerbahçe'de bu tabloyu değiştirebilecek bir tek isim var, o da Aziz Yıldırım. Bu seçim çok farklı. Bu seçimde çalışma yapmaya gerek yok. Aziz Yıldırım "Ben adayım, başkanı olduğum Fenerbahçe şampiyon olacaktır" derse başka bir söze gerek yok. Camianın duymayı beklediği söz tam da bu. Camia böyle güçlü bir baba figürünü bekliyor. Sığınılacak bir liman bulmayı umuyor.
Bugün o gün aslında.
2018'den çok farklı.
Değişim, vizyon, sınırsız servet, ülkenin en zengin Fenerbahçelisi, genç lider, 2018'in seçimini Ali Koç'a kazandıran güçlü olgularıydı. Semih Özsoy liderliğinde bu seçim propagandası başarıya ulaşmıştı.
Sonra ne oldu?
Şapka düştü, kel göründü. Ali Koç ve elit çevresi ilk olarak Semih Özsoy'u türlü ayak oyunları ile yediler. Seçimi kazandıran olguların gerçekte Semih Özsoy enerjisi ve varlığı ile işlevsel olabileceğini görmezden geldiler. Sonrasında Aziz Yıldırım yönetimlerinin eski yöneticileri ile bu işlevselliğin sağlanabileceğini düşündüler. Şimdilerde Cihan Kamer, Hamdi Akın isimlerinin dolaşmasının sebebi de bu.
PAMUK PRENSES HİKAYESİ!
Yıllarını Fenerbahçe'yi takip eden bir gazeteci olarak Ali Koç ve elit çevresi ile bu işin bir değil iki dönem daha geçse başarı getirmeyeceğine eminim. Keşke yanılsam. Bu noktadan Fenerbahçe ancak Aziz Yıldırım'ın sahip olduğu baba figürü ile güvenli liman olgusu ile çıkabileceğine inanıyorum. Ondan sonrası camianın dinamikleri ile zaten çözülecektir. Hepimiz, pamuk prenses masalını okuduk. Masalın kahramanı kimdir diye sorsam herkes tabi ki "güzeller güzeli pamuk prenses" diyecektir. Oysaki sonunda güzeller güzeli pamuk prensesi öpen ve onu hayata döndüren yakışıklı prens sayesinde hikâye mutlu sonla bitmektedir. Şimdi güzeller güzeli prensese değil, onu öperek hayatta tutan prense ihtiyaç duyulmaktadır Fenerbahçe'de.
Aziz Başkan, seçim takvimi açıklandıktan sonra teşvik edilmeli, göreceği teveccüh ile adaylığını açıklamalıdır. Seçime kalan sürenin kısalığı bir tek Aziz Yıldırım için sorun olmayacaktır. Birkaç saatte 500 imzayı 3-4 noter ile hallettirir.
Aziz Yıldırım, yıllarca bu kirli futbol düzeni ile savaştı. Bir yıl hapis yatarak Fenerbahçe için bedel ödedi.
Camianın sesine kulaklarını tıkamayacak ve hayat öpücüğü ile camiasını ayağa kaldıracaktır.