Magazin dünyası Meryem Uzerli’nin tükendim sözüyle çalkalandı. Ardından Aykut Kocaman’ın da tükenmişlikten kaynaklanan istifası geldi. Acaba tükenmişliğin sebepleri neler?
Kişilerin yaptıkları işin anlamını ve amacını kaybetmeleri, hizmet verdikleri insanlarla ilgilenememeleri, aşırı stres ve tatminsizlik yüzünden ruhsal olarak işlerine olan motivasyonlarını kaybetmeleri durumuna tükenmişlik adını veriyoruz.
Tükenmişlikte dörtlü çok önemli:
Uzun süre aynı işi yapıyor olmak,
Yapılan işte iş yükünün, çalışma saatlerinin çok olması,
Sosyal ve özel hayatın kısıtlanması,
Yapılan işin bir geleceğinin olmaması,
Tükenmişlik bu dört unsurun yanında adil olunmayan, değer görülmeyen ve aidiyet duygusu beslenmeyen iş ortamlarında çok daha fazla görülmektedir.
Aykut Hoca’yı neler yıprattı?
3 Temmuz sürecinde çok yıpranan, kulüp içinde birçok dengeyle mücadele etmek durumunda kalan, Emre ve Alex gibi iki yıldız futbolcuyla iyi yönetilemeyen bir krizi yaşayan, üstüne üstlük takımın takviye edilmesi gerektiğini söylediğinde hakaret ve nankörlükle muamele edilen bir teknik hocanın tükenmesi çok doğaldır. Aykut Hoca daha iki yıl önce tükenmişti zaten. 3 Temmuz sürecinde aldığı darbeler onu demarke ve demoralize etmişti. Ancak kısa sürede toparlandı ve takımı da toparlamayı başardı. Evet, bir iki kriz döneminde istifa edip tekrar dönme gibi bir süreç yaşadı, ama bunun aslında tek sebebi vardı: Tükenmişlik Sendromu. Tükenmişlik hocanın moral ve motivasyonunu ileri derece düşürdü. Ancak Aykut Hoca şiddetli bir tükenmişlik yaşamış olmasına rağmen birçok kişinin bırakıp gideceği bir ortamda yüksek bir sadakat ve sorumluluk örneği gösterdi. Tükenen insanın böylesine stresli bir süreci devam ettirmesi ancak insanüstü bir gayret ve manevi duygularla olabilir. Aykut Hoca da Fenerbahçe Kulübü’ne duyduğu aidiyetle bu olağanüstü gayreti gösterdi. Takımını tüm olumsuzluklara rağmen ezdirmedi, oyuncularının boynunu büktürmedi. Bir şampiyonluk, iki Türkiye kupası ve bir UEFA yarıfinaliyle Fenerbahçe’nin tarihine bir kez daha adını yazdırdı. Bu yaptıklarıyla teşekkürü hak etmiştir, kovulmayı değil.
Tükenmiş ve tüketen bir yönetici: Aziz Yıldırım
Fenerbahçe’ye tesis ve fiziki şartlar açısından çok şeyler kazandırdı Aziz Yıldırım. Ancak bu başarıyı maalesef insan ilişkilerinde gösteremedi. Bunda öfkesini kontrol edememesinin ve kayıtsız şartsız itaat kültürünü dayatmasının etkisi büyük. Yıldırım, çevresindekileri kendisine itaat etmekle yükümlü insanlar olarak gören ve sertleşen bir tutumla aidiyeti körelten ve tüketen bir yönetici profili çizdi. Zico, Daum, Alex ve şimdi de Aykut Hoca. Bu Fenerbahçeye büyük katkıları olan futbol adamları Aziz Bey’in kadir kıymet bilmez tavırlarına maruz kalarak kulüpten ayrılmak zorunda kaldı.
Hangi futbolcuyu güzellikle uğurladı
Temel’in otobana ters girip, ‘dikkat dikkat otobanda ters giren bir araç görülmüştür’ anonsuna ‘ne biri hepsi ters girmiş’ demesi gibi Yıldırım da karşısındakileri suçlama yolunu seçti. Ali Şen’e başkanlığı düşünür müsünüz diye sorduklarında “Bende ve arkadaşlarımda o eski heyecan şu anda yok” diye cevap verdi. ‘Efsane başkan’, sloganının muhatabı bir şahsiyetin bile bu duruma getirilmesinde Yıldırım’ın etkisi var mıdır yok mudur taktirlerinize bırakıyorum. Son yıllarda ben bir futbolcunun veya teknik adamın Aziz Yıldırım tarafından güzellikle uğurlandığına şahit olmadım. Herkesle kavgalı, herkese düşman. Kendi kardeşiyle bile. Sayın Yıldırım otobanda ters gittiğinin farkına varmalı. ‘Tüketen adam’ görüntüsünden kurtulmalı. Ve çok daha önemlisi kendi tükenmişliğinin de farkına varması gerekiyor. Çünkü tükenen insan davranışlarının neredeyse hepsi var Aziz Yıldırım’da: Eleştirici, kızgın, karamsar, katı, önerilere kapalı ve insanları iten davranışlar gösterme.
Tükenme ile Nasıl Mücadele Edilir?
-Kişinin sorun olduğunu kabul etmesi önemlidir.
-Sorunu çözmek için problem odaklı baş etme yöntemini kullanmalı.
-Zaman iyi yönetmeli.
-Yeri geldiğinde uygun bir dille “Hayır” diyebilmeli.
-Alışılmış yaklaşımları değiştirmeli
-Sosyal hayata katılmalı.
-Dostlarla ve sevenlerle sık sık bir araya gelmeli.
-Düzenli ekip içi toplantıları ile öneriler dinlenmeli.
-Yöneticiler çalışana desteklerini hissettirmeli.
-Hoşgörülü ve adaletli bir yönetim anlayışı sergilenmeli.
-Tatil ve dinlenmeyi es geçmemek gerekir.
-Nefes alma, gevşeme teknikleri, meditasyon yapılmalı.