Orta sahada Veli-Necip-Fernandes üçlüsünü en son 9 Kasım’daki 3-3’lük Bursa maçında görmüştük. Ya ondan önce? Karabük ve Elazığ galibiyetlerinde ve hemen sonrasında art arda gelen G.Antep, Sivas ve F.Bahçe yenilgilerinde. Karabük ve Elazığ sonrasındaki bu 4 maçta 5 gol atmış, 10 gol yemişti Beşiktaş. Samet Aybaba’dan soru işaretlerini artıran bir tercih.
Buna eşlik eden diğer soru işareti de Oğuzhan’ın ilk 11’de olmayışıydı elbet. Fernandes’in fiziksel yetersizliği yüzünden mi? Oğuzhan Fernandes’in alternatifi mi, partneri mi? Fernandes-Oğuzhan ikilisi Melo-Selçuk ikilisi karşısında ne kadar kırılgan olabilir ki? Yoksa hedef “önce kaybetmemek” miydi? Geçen haftaki Oğuzhan-Fernandes değişikliğine anlam verememiştim. Bugünkü tercihe de veremedim.
Belki de bu tercih G.Saray’a uzun süredir beceremediği şeyi becerme fırsatını verdi: Orta sahada top tutmak ve organize atak yapmak. Maç öncesi yazımda Almeida’nın yokluğunun büyük handikap yaratacağını ve orta saha tercihinin hayati önemde olduğunu yazmıştım. Başlangıçta Fernandes-Oğuzhan ikilisinin mutlaka gerekli olduğu bir maçtı bu. Beşiktaş’ın yapısı tedbirli futbola müsait değil. Gördük işte, Beşiktaş orta sahayı G.Saray’a teslim etti. Beşiktaş 1-0 yenik, hala kontratak futbolu oynuyor. Oynamak zorunda kalıyor. Sebebi açık değil mi? Futbol kalitesi gittikçe düşen bu ligde Aybaba’dan daha cesur hamleler bekliyor insan.
2. yarı o hamle geldi. Maç olması gereken seyrine kavuştu. G.Saray zaten hak etmediği orta saha üstünlüğünü kaybetti. Terim’in hamleleri de bunun kanıtı. Beşiktaş doğru derbi stratejisiyle oynamaya başladı. Normal bir hakem yönetimi de cabası. Melo’nun atılışı sonrası gelen dağınıklığa, telaşa ve bunun yarattığı top kayıplarına anlam veremedim bir tek. Skor umurumda değil. Beşiktaş futbolun doğrularına sadık kalsın, bunlarda ısrarcı olsun, zor maçları bile kolay kazanan bir takıma dönüşecek. Cesaret Beşiktaş, Cesaret!