Ayasofya...
İstanbul'un fethi ile camiye çevrilen sembol yapı.
Osmanlı mimarisinin mühendislik destekleriyle 570 yıl ayakta kalmayı başaran eser.
Osmanlı Ayasofya'ya sadece mühendislikle değil, mimari eserleriyle de ciddi kazanım sağlamıştır.
Ancak gariptir bu eserler hiç konuşulmaz, hiç görülmez ve ne hikmetse Ayasofya hep Bizans'a mal edilir.
Neden bu eserler görülmez, Ayasofya'nın tamamı neden Bizans'ın malıymış gibi muamele edilir anlamış değilim.
Ayasofya'da Osmanlı Eserleri...
Oysa Osmanlı Ayasofya Camiinin tarihi dokusuna;
Seçkin Osmanlı çinileri ile,
Sultan I. Mahmut döneminde yapılan kütüphane, avlu içinde yapılan şadırvan ve Sıbyan mektebiyle,
Sultan III. Murat zamanında yapılan minareleriyle,
Sultan Abdülmecit döneminde yapılan muvakkithaneyle,
Güney avlusunda; Sultan İbrahim, I. Mustafa, III. Murat, III. Mehmet, II. Selim, İbrahim ve Şehzadelere ait türbeleriyle,
Fatih Sultan Mehmet döneminde kuzey avluda yapılan medreseyle çok ciddi katkı sağlamıştır.
Tarihi Hata...
Bizler bu eserlere sahip çıkıp üstüne koyacağımıza maalesef Kasım 1934 tarihinde aldığımız yanlış bir kararla Ayasofya Camiini müzeye dönüştürdük.
Karar haçlı dünyasında büyük bir sevinç yarattı.
Oysaki yapılan çok büyük bir yanlıştı ve iş bir an önce aslına dönmeliydi.
Olmadı...
Çünkü ülkede ucu 15 Temmuz'a kadar gidecek derin bir kuşatılmışlık vardı.
Aslına Dönüş...
Ayasofya'nın tekrar cami olma süreci 2005 yılında başladı.
Cami olarak kullanıma açılması için yapılan başvurular yargıya taşındı ancak FETÖ engelinden dolayı sonuç alınamadı.
Siyasi irade ve bu iradenin liderleri Erdoğan ve Bahçeli asla pes etmediler ve tüm bu yaşananlara büyük bir kararlılıkla direndiler.
Bu kararlılığın etkisiyle;
Kadir Gecesi'nde 85 yıl aradan sonra ilk kez sabah ezanı okundu.
Hünkâr Kasrı bölümünde bulunan minarelerden vakit ezanları okunmaya, vakit namazları kılınmaya başlandı.
29 Mayıs 2020 Fethin 567. yıl dönümünde "Fetih Suresi "okundu.
Tüm bu gelişmeler sonucu Ayasofya'nın cami olma süreci tekrar gündeme geldi ve
Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle dava açıldı.
Danıştay; 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti ve bu iptalle birlikte Ayasofya tekrar cami statüsüne kavuşmuş oldu
Bu Kararın Anlamı...
Ayasofya'nın aslına döndürülerek tekrar cami olmasını sıradan bir olay olarak görmek büyük hata olur. Zira bu karar;
Türk ve İslam dünyasına çok büyük gurur ve güç veren bir karardır.
Zorba haçlı dünyasına bir başkaldırıdır.
Sömürü düzenine bir isyandır.
Batı'nın son yıllarda aldığı en ağır darbedir.
Tehlike Geçti mi?
Asla!
Batı asla teslim olmadı.
Batı pusuda fırsatını kolluyor.
Batı yeni bir oyuna hazırlık yapıyor.
İşbirlikçi Hainlere Dikkat...
Tüm bu satırları neden yazdım biliyor musunuz?
Ayasofya'da kurulmak istenen yeni bir oyunu deşifre etmek için.
Son günlerde bazı sesler, bazı kişiler, bazı medya kuruluşları Ayasofya üzerine oynanacak yeni bir oyunun alt yapısını yapmaya başladılar.
Yoğun gündem içinde birileri ara ara kulakları, beyinleri alıştırma adına Ayasofya Camiinin restorasyonundan bahsetmeye başladı.
Korkum o ki Ayasofya'yı restorasyon diye kapatacaklar ve bir daha da asla açtırmayacaklar.
Oyun Başladı...
Ekrem İmamoğlu'nun verdiği röportajla adını duyduğumuz bir gazete geçtiğimiz gün şu manşetle çıktı;
"Ayasofya'da yarım asır sürecek tadilat."
Kelime oyununu bir kenara atarsak cümlenin Türkçe meali;
"50 yıl sürecek tadilat."
Görüldüğü gibi oyun çok net.
Hizmete kapanmış Ayasofya, yıllar sürecek tadilat sonunda "zaten o karar yanlıştı" diyerek tekrar müze belki de kilise olarak açılacak.
Aman Dikkat!
Önümüzdeki günlerde bu restorasyon işini seslendirenlere dikkat!
Kariye Camii bu konuda ders alınacak yaşanmış acı bir tecrübe.
Malum Kariye Camii de Ayasofya ile aynı dönemde müzeye çevrilmişti.
Bu karar da 2020 yılında Danıştay'da iptal edildi ve Kariye Camiye dönüştürüldü.
Ancak ilginçtir karar verilmesine rağmen herhangi bir gerekçe gösterilmeden açılış ertelendi.
Hemen akabinde restorasyon çalışmaları başlıyor dendi...
Kararın üzerinden 2,5 yıl geçti ancak Kariye 'de restorasyon bitmedi.
Üstelik tarihi yapıda nasıl bir prosedür ve süreç işlediğini kimse bilmiyor.
Korkum işte bu...
Kariye Camiinde olduğu gibi Ayasofya'da dillendirilen restorasyonun da kapamaya dönüşmesi.
Her iki eser için ilgilileri ve yetkilileri uyarıyorum...
Muhatabımız şeytanla aynı sofraya oturanlar...
O yüzden aman dikkat!