Sadece Türkiye kamuoyunun değil, Avrupa’da yaşayan Türkiye insanının da gözü kulağı İmralı sürecinde. Abdullah Öcalan, İmralı Adası’nda BDP heyeti ile görüştükten sonra üç ayrı mektup gönderdiğini kamuoyuna yansıtmıştı.
22 sayfadan oluşan mektupların adresi, BDP, Kandil’de bulunan PKK’lılar ve Avrupa’da bulunan örgüt yapılanmasına yönelikti.
Avrupa’ya mektup gönderildiğini öğrenir öğrenmez, Brüksel’de bulunan KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar’ı aradım. Henüz ellerine herhangi bir belge ulaşmadığını, nasıl ulaşacağını bilmediklerini ve gelişmeleri basından takip ettiklerini söyledi. Aynı gün, mektubun farklı bir kanaldan Brüksel’e ulaştığı, İmralı heyetindeki Pervin Buldan’ın da soruları yanıtlamak üzere Brüksel’e hareket ettiği kamuoyuna yansıdı.
Pervin Buldan, mektubu okumamıştı. Bu bilgiyi, Brüksel’de canlı olarak katıldığı Nüçe TV yayınında söyledi. Herkesin içeriğini merak ettiği bu mektubu Buldan’ın okumamış olmasını bir kenara not ettim. Bu ziyaretin kendi üzerindeki etkisini açık bir şekilde ifade eden Pervin Buldan’ın mektubun içeriğini merak etmemiş olabileceğini düşünemeyeceğimize göre, demek ki mektup belli kişilere hitaben yazılmıştı. Mektup Avrupa’da enine boyuna tartışılıyor. Tabi büyük bir gizlilik içinde. Bu tartışmanın Paris suikasti gölgesinde yapıldığını da vurgulamak gerekiyor.
Sürece suikast freni
Paris’te üç PKK’lı kadının öldürüldüğü suikastin en önemli etkisi kuşkusuz İmralı sürecine oldu. Daha önce gerçekleşmesi gereken İmralı ziyareti bu suikast nedeniyle gecikti.
BDP heyetinden önce adaya iki ya da üç kez MİT heyetinin giderek Abdullah Öcalan’ın endişelerini giderdikleri iddia edildi.
Benzeri bir heyet bizzat Paris’e de gelerek, suikastle ilgili ilk elden bilgi aldı.
Peki barış sürecine bu kadar sarsıcı etkisi olan Paris suikasti soruşturmasında son durum ne? Öncelikle örgüt içi soruşturma, Fransız makamlarının soruşturması ve Ankara’nın kendi soruşturması kendi mecralarında devam ediyor.
Ancak burada asıl üzerinde durulması gereken nokta, suikastin ortaya çıkmasından saatler sonra cinayetin gerçekleştiği büro önünde açılan “İntikam” pankartı ve “İntikam” sloganlarıyla ifade edilen güvensizlik ortamının iyileştirilmesi zorunluluğudur.
Suikast soruşturmasına ilişkin sessizlik ve belirsizlik devam ettikçe, Avrupa’daki PKK tabanı bu vahşetin faturasını barış sürecine olan güvensizliğiyle kesiyor.
Avrupa’daki Kürtler açısından Paris suikasti tam bir kırılma noktası oldu ve bu suikast soruşturmasının her yönüyle araştırılması büyük önem taşıyor. Gündemden düşürülmesi yerine, bu işin arkasında barış düşmanlarının olduğunun ısrarla vurgulanması gerekiyor. Ömer Güney’in Ankara, Paris, Almanya, Hollanda vs bağlantıları yanıt bekliyor.
‘Soruşturma değil, araştırma komisyonu’
FEYKA Başkanı Mehmet Ülker önceki gün aktardığımız “PKK’nın Paris yöneticilerinin suikast soruşturması kapsamında görevden alındı” haberimizi doğrulamadı. Söz konusu olanın bir soruşturmadan çok “araştırma komisyonu” olarak adlandırılması gerektiğine dikkat çeken Ülker, kimsenin görevden alınmadığını söyledi. Haberle ilgili duyumumuzu, üç farklı kaynaktan aldığımızı buraya not düşelim. Ancak kuşkusuz itibar etmemiz gereken bizzat FEYKA Başkanı’nın açıklamalarıdır.