Fenerbahçe, turu Saracoğlu’nda kaybetmişti. Sen kendi evindeki ilk maçta gol ve goller atamazsan, avantajını elinden kaçırmış olursun. Shakhtar Donetsk takımı, bir önceki maç yazımda söylediğim gibi; iki gömlek Fener’den üstün.. Bunu dün geceki maçta da görmüş olduk...
Fener yıldızlar topluluğu ama; sahanın içinde yıldızları göremez olduk. Çok iddialı bir teknik direktöre sahipken; sadece sahanın dışındaki iddiaları kazanırız mesajları veriyor; sahanın içinde beklentiler gerçekleşmiyor.
Shakhtar, inanılmaz derecede porfesyonelce, akıllı, seri ve çabuk futbola özen göstererek, hücumda çok çabuk çoğalarak, pozisyon üretimindeki vasıflarını ortaya koymaya çalışarak, maçı rahat kazandı. Lucescu, gerçekten futbol dehası. Takımı 3-0’lık skoru yakalamışken bile inanılmaz çabuk, oyunu ağırlaştırmayan, hücum üstüne hücum tazeleyen bir anlayıştaydı.
Fenerbahçe ise gol atma sıkıntısını yaşarken, hücumda çoğalamayan, orta sahasında zaman zaman inanılmaz pas hataları yapan ve Shakhtar karşısında onların oyununu kabul eder bir şekilde futbol sergiledi.
Gladky’nin golü Shakhtar’ı öne geçirirken; Sow ile mutlak pozisyon, çok kötü bir kafa vuruşu nedeniyle Fener’i golden mahrum bıraktı. Alves ikinci yarıda boş kaleye kafayla topu doğru düzgün vurabilse, Fenerbahçe beraberliği yakalamış olurdu. Shakhtar’ın kazandığı penaltının ardından Srna ile ikinci gol gelince, Fener elenme sinyallerini vermiş oldu. Ardından Texeira’nın götürmüş olduğu topta Fener savunması ağır kalınca, üçüncü gol geldi.
Bu şekil ve şemal içinde Fenerbahçe maça havlu attı ve tura veda etti. Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi’ne veda ederken; Avrupa Ligi’nde beklentileri arttırmış oldu. Ama büyük paralar verilerek alınmış yıldızlara rağmen ortaya konan bu performans, UEFA’da da işinin çok zor olduğunu gösteriyor.