Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Polonyalı misafiriyle yaptığı basın toplantısı Ankara'nın karşısına çıkan fırsatları izah etti. Polonya Başbakanı Donald Tusk'ı ağırlayan Erdoğan yapılan ikili görüşmenin ardından satır arasında dikkat çeken mesajlar var.
Trump'la birlikte ABD-Avrupa arasında yaşanan derin çatlağın geldiği durum Avrupalı liderleri yeni arayışlara sürükledi. Güvenlik mimarisini şekillendirmek için önce Varşova'da toplanan dışişleri bakanlarını daha sonra lider trafiği izledi.
Erdoğan'ın Ukrayna-Rusya savaşına dair çözüm arayışı biliniyor. "Amerika ile Ukrayna arasındaki görüşmelerde Ukrayna'nın ateşkesi kabul etmesini olumlu ve önemli buluyoruz. Şimdi Rusya'nın da bu adıma yapıcı şekilde mukabele etmesini temenni ediyoruz. Türkiye'nin bu savaşla ilgili tutumu ilk günden beri gayet sarihtir. Daha fazla kan akmamasını, her iki komşumuzun adil bir barışla savaşı sonlandırmasını istiyoruz. Son gelişme Rusya ve Ukrayna'nın müzakere masasına dönüşünü sağlarsa, biz görüşmelere ev sahipliği yapmak da dahil, adil ve kalıcı bir barışın tesisi için her türlü katkıyı sunmaya hazırız. Daha önce de ifade ettiğim gibi bölgemiz savaşa, çatışmaya ve gözyaşına doymuştur. Ümidimiz bölgemizin uzun bir süredir içinde bulunduğu cendereden bir an önce çıkması, huzura ve istikrara kavuşmasıdır. Türkiye olarak bunun için çalışmaya inşallah devam edeceğiz."
Avrupa Birliği'nin dev üreticileri savaş sonrası artan enerji maliyetleriyle karşılaşmışlardı. Üretici enflasyonu birçok Avrupa firmasını zor duruma sokmuştu. Şimdi bir de güvenlik kaygısı öne çıkıyor.
Erdoğan'ın çıkışı enerji, güvenlik, ticaret ve daha birçok başlığı kapsıyor adeta. Erdoğan "Avrupa Birliği, güç ve irtifa kaybının önüne geçmek, hatta tersine çevirmek istiyorsa bunu ancak Türkiye'nin tam üyeliği ile başarabilir." derken Türkiye'nin çok eski bir hedefini yeniden manşete taşımış oldu.
Paris'te Savunma ve Strateji Forumu
Geçtiğimiz hafta Fransa Cumhurbaşkanı Macron, "Rusya, Fransa ve Avrupa için bir tehdit haline geldi" ifadelerini kullanarak, gelecek hafta Paris'te tüm Avrupa ülkelerinin ordu komutanlarının katılacağı bir toplantı düzenlemeyi planladığını söylemişti. Bu toplantı önceki gün gerçekleşti.
Yaklaşık 30 ülkenin üst düzey komutanlarının bir araya geldiği toplantıda Türkiye, Avusturalya, Japonya, Yeni Zelanda gibi ülkeler de yer aldı.
Katılımcılardan kesin taahhütler beklentisi söz konusu ancak her ülkenin durumu farklı. Süreci değerlendirmek için süre isteyenler var. Ukrayna ile müzakereler sürerken niçin acele edildiğini sorgulayanlar da var.
NATO'yu bu sürece dahil etmek ve Rusya'ya karşı pozisyon almak isteyenler olduğu gibi Afganistan'daki ISAF modeli bir yapılanma önerenler de söz konusu. Müstakil bir Avrupa gücü konusunda bazı soru işaretleri var. İngiltere Rusya'ya karşı şahin bir duruş sergiliyor ancak Brexit'le yaşadığı kopuş unutulmadı. Nükleer silah kapasitesi olan Fransa, Baltık havzasını ve Polonya'yı koruyabilecek mi soruları yükseliyor. Elbette Fransa-Almanya rekabeti bu sürecin komutasının Fransa'ya geçmesini de zorlaştırıyor. Avrupa'nın Ankara'ya ihtiyacı var ancak koşullar buna uygun mu zaman gösterecek. Paris toplantısının kulis bilgilerini dikkatle incelediğimizde Avrupalı liderlerin çok yakında Erdoğan'ı ağırlayacağını ve yükselen güvenlik kaygılarına cevap arayacaklarını söyleyebiliriz.