Avrupa’da ekonomisi hâlâ ayakta olan nadir ülkelerin başında geliyor Türkiye, bu alanda övüneceği pek çok özelliği var; buna karşılık
“Gel beni değerlendir” diye dünyanın parasını ödediğimiz reyting kuruluşu
Standard and Poors (S&P) Türkiye’nin notunu düşürdü. Gelen tepkiler üzerine ülkemizde bir basın toplantısı düzenledi S&P... Dünkü gazetelerde, kuruluşun bir üst düzey yöneticisinin kendilerini savunurken,
“Bizim sicilimiz temiz” dediğini okuyunca güldüm. Gülmemin sebebi şu: S&P epey zamandır ciddi eleştirilere muhatap oluyor; kendini savunma ihtiyacı duymasını getirecek çapta ciddi eleştirilere hem de... Ancak eleştiri yöneltenlere ve söylediklerine baktığınızda, bir avuç bürokrattan ibaret S&P tayfasının değil, eleştirenlerin haklı olduklarını görüyorsunuz... S&P ülkeler hakkında not verirken yansız bir kuruluş gibi davranmıyor, resmen ve alenen siyaset yapıyor... Gecenin geç bir vaktine kadar uyanık kalıp Avrupa ülkelerinin ekonomileriyle ilgili dünyanın öndegelen ekonomistlerinin görüşlerini öğrenmek üzere
BBC-2’deki
Newsnight programını izliyorum. En son İngiltere de resesyona girdi. Yunanistan tekrar seçime gidiyor, ama sandığa düşecek oylar ülkeyi yönetecekleri seçmekten çok
‘Euro’ para biriminin kaderini belirleyecek... İspanya’da her dört kişiden biri işsiz ve bu vahim durum her geçen gün daha da karamsarlaşıyor... İtalya, Portekiz, İrlanda... Hadi saymayayım. Almanya bile bildiğimiz Almanya olmaktan uzak. Geçen gün
Niall Ferguson “Bir Alman işçisi bir Çinli işçiden yılda bin saat daha az çalışıyor; tatil beldelerine gittiğimizde en kalabalık grubun Almanlar olduğunu görüyoruz, biz oradan ayrılıyoruz, Almanlar tatile devam ediyor” diyordu. Avrupa bu duruma herhalde bir günde gelmedi. S&P ise ancak birkaç ay önce ve zorlamalarla görebildi durumu. Neden sonra... Sicili hiç de öyle düzgün değil S&P’nin... Büyük şirketlerin güvenilir olup olmadığına, kredi alabilirliğine dair notuna da itibar edilen bir kurum S&P... ABD’de
Enron şirketi battı; S&P notunu
Enron’un iflâsını istemesinden tam yedi gün sonra düşürdü. Onun geciktiği süre boyunca yatırımcılar
Enron’u hâlâ yatırım yapılabilir bir şirket olarak görmeye devam ettiler...
‘Mortgage krizi’ diye başlayıp dünyayı sarsan ABD’deki derin 2008 krizini öngörebildi mi peki S&P? Hayır, öngöremedi. Ev satışlarında uygulanan taksitlendirme işlemlerinin bankalarca sulandırılmasıydı krizi patlatan; oysa S&P o işlemlerle ilgili kâğıtlara en yüksek notları kriz patlayana kadar verip durdu...
Başbakan Tayyip Erdoğan Türkiye’nin notunu düşürmesi sonrası kuruluşa dönüp
“Beni kandıramazsınız” dedi ya, benzer bir çıkışı da Obama yönetimi yapmıştı S&P’ye; tam iki trilyon dolarlık hesap hatasını yüzlerine vurarak... Kuruluşun yetkilileri, orada da,
“Hata yapmışız, tamam, ama bizim not düşürme kriterimiz sadece ekonomik değildi, siyasiydi de” diye kendilerini
savundu. Elbette siyaset önemli bir rol oynuyor S&P’nin kararlarında, aksi halde Türkiye’nin notu krizle başetmede zorlanan İtalya, Portekiz ve İspanya gibi ülkelerin altında olur muydu? Bu itiraza, S&P yetkilileri,
“İyi ama onların milli geliri sizden fazla” cevabını vermiş, bizimkiler de bunu kabul etmişler... Bir ekonomi yazarı
“Yani bir anlamda onlar süper Lig’de, biz Bank Asya Lig’indeyiz” diye
yazdı... Acaba? Her ülkenin, her şirketin bulunduğu durumun sağlıklı olup olmadığına not veriyor S&P ve daha çok geleceği öngörerek bunu yapıyor. Avrupa’nın ekonomisi hasta ülkeleri küme düşme tehlikesiyle karşı karşıya; S&P onları kolluyor, krizden uzak duran Türkiye’yi kösteklemeye çalışıyor... Neden acaba? Nedenini
Süleyman Yaşar nicedir
Sabah’ta
açıklıyor:
Faizlerin yüksek, yatırımların düşük kalmasını sağlamak... Türkiye’yi raporlaştırmak üzere izleyen de S&P’nin Çin asıllı analistiymiş; buna da güldüm, biliyor musunuz?