Trabzonspor’un akılda kalır hiç bir pozisyonunun olmadığı Keçiörengücü’nün ise daha çok korner atışı kullandığı, rakip kalede daha sık gözüktüğü, kaleci İbrahim’in Karadeniz takımı adına kurtarışlar yaptığı bir ilk yarı seyrettik.
Trabzonspor savunmada çok açık verdi. Orta saha topu kazanamadı, kazandıklarını ise iyi kullanamadı. İleri uç doğal olarak pas alamayınca varlık gösteremedi. Ne olursa olsun Trabzonspor formasını giyme şansı bulanlar, mutlaka ortaya bir şeyler ortaya koymalı. Eğer koyamıyorlarsa o zaman niye oynatılmıyoruz diye konuşmamalı.
Yatabare ikinci yarıya iki güzel pozisyonla başladı ama Keçiören kalecisi yerinde kurtarışlarla gole izin vermedi. Mehmet ve Özer oyuna dahil olunca Trabzonspor’un baskısı gözle görülür şekilde arttı. Baskı arttı ama Keçiörengücü’nün verdiği mücadelede arttı. Kalesini iyi savunup az da olsa hücuma çıkışları kaliteli oldu.
Trabzon o kadar havaya girdi ki. savunma güvenliğini tamamen bıraktı her hattı ile hücuma çıkmaya başladı ve bunun cezasını da gördü. Keçiörengücü kaliteli çıkışlarından birini Yıldıray’la gole çevirdi. Trabzonspor beraberliği ancak son anda Waris’le kurtardı.
Ersun Yanal’a sorarım: Önemli bir maç öncesi moraller tavanda iken maçı ciddiye almayıp moralleri bozmanın ne alemi vardı? Oynamayan futbolcularımızı bir görelim diye asları oynatmıyorum denilse de asıl sebep asların maç başı ücretlerinin yüksek olması ve ne kurtarırsak kardır düşüncesidir. Ziraat Türkiye Kupası’nın ilk maçlarını zevksiz ve kalitesiz hale getiren sebep bu. 5-6 futbolcu ile rotasyon yapılmaz. Önce tam kadroya yakın çıkar neticeyi almaya çalışır ve sonucu alırsan o zaman oyuncu değşikliğine gidersin. 7-8 oyuncu rotasyonu insanı güldürür takımı ağlatır. Genel olarak da hüsran ile biter.