Türk takımlarının kendi arasında yaptığı hazırlık maçlarını genelde ciddiye almam ama; Beşiktaş haftayı boş geçirmemek için G.Antep’le yaptığı maçı çok ciddiye aldı. Bir takım düşünün ki; maçı 17 kişiyle oynuyor, yeni aldığı 7 ismi sahaya sürüyor ve kim oynamışsa herkes başarılı oluyor. Bu durum bir İngiliz, Alman, İspanyol ya da İtalyan takımı için normal sayılabilir ama; bir Türk takımı için çok özel/ekstrem/az rastlanır bir olaydır.
Yabancılık çeken kimse yok. Herkes yerli yerine oturmuş... İskeleti, kaburgası, göğüs kemikleri dahil değişmediği yeri kalmamış yepyeni bir takımın; sanki beş yıldır beraber oynuyorlarmış gibi bütünlük, denge ve kaynaşma göstermesi, biz de az rastlanır. Şenol Güneş’in müsabakadan sonra “Sonuç önemli değil” demesi, bunu anlatmak içindir.
***
Caner’in eski günlerini vizyona koyan (Aldığı darbelere rağmen) reenkarnasyon futbolu, sonu golle biten iki müthiş asistle ödüllendirildi. Benfica’dan gelen Talisca’nın, bir gol ve bir asisti... Sakatlandığı için idmanı yarıda bırakan Aboubakar’ın çıktığı ilk maçta gol atması... Gökhan İnler’in sakin, bilinçli ve akıllı paslardaki olgunluğu... Gökhan Gönül’ün eski ve etkin günlerine döneceğine yönelik verdiği net mesajlar... Atınç’ın üstün fiziğine teknik de eklediği müjdesi... Adriano’nun zaten tartışılmayacak kalitesinin, sanki noter tarafından da tasdik edilmiş görüntüsü... Fabricio’nun, kaleci Tolga’ya “Eyvah arkamda biri var” dedirtecek hali... Yeni Beşiktaş’ın “Sağlam Beşiktaş” olacağının açık sinyalleriydi.
***
Beşiktaş 3 gol atmayıp, G.Antep’le 0-0 berabere kalmış olsaydı dahi; yukarıdaki paragraflardan atılacak ya da değiştirilecek cümle olmazdı. Zaten hoca da olayı kavramış; “Attıklarımız değil, yaptıklarımız önemli” diyordu.
Bir hazırlık karşılaşması bile değil, hafta boş geçmesin diye oynanan özel bir maça bu kadar övgü... Hayret!