Trol ekipler iş başında, sinekten yağ çıkarmaya çalışıyorlar. Murat Kurum'un "Gazze sevinecek" sözleri üzerine kopartılan kıyametten söz ediyorum. Kurum'un bu sözleri söylemesine gerek var mıydı, yok muydu tartışması bir yana, sözün kendisi bir gerçeği ifade ediyor; bunu bilelim. Çok kişi yerel seçimle bunun ne alakası var dedi. Kurum'u destekleyenleri arasında da bu yorumu yapanlar oldu. Söz konusu ifade Gazze'ye de bir selam göndereyim, seçimde bir puan daha öne geçeyim maksadıyla söylenmiş değil belli ki. Zira seçim sonucunu etkileyecek, mevcut çullanmaya bakılırsa hele de olumlu yönde etkileyecek bir çıkış olarak durmuyor. Ama insanız ve hassasiyetlerimiz bir biçimde dilimize geliyor, yüzümüze yansıyor.
Murat Kurum belli ki bilmeden birilerinin nasırına basmış; zira Ekrem İmamoğlu'nun 2019'da başkan seçilmesinden sonra Atina'da atılan manşetleri, seçim sonucuna kimlerin sevindiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla Atina sevineceğine Gazze sevinsin, sizce de öyle değil mi?
Murat Kurum'un seçimi kazanması halinde Gazze'de soykırıma uğrayan mazlum Filistinlilerin sevineceğinden şüphem yok.
Ama asıl Kurum kazanırsa kimlerin, hangi mahfillerin üzüleceğinin listesini yaparsak gerçek manzara ortaya çıkar kanımca. Listeye bile gerek yok; iki üç taneyi liste başı yapalım, gerisini siz tamamlayın.
İmamoğlu kazanırsa Kandil sevinecek,
Kurum kazanınca Kandil üzülecek!
İmamoğlu Kazanırsa LGBT lobisi sevinecek,
Kurum kazanırsa LGBT lobisi üzülecek!
İstanbul kara teslim olmuşken İmamoğlu'nun yemek yediği yabancı misyonlar sevinecek, Kurum kazandığında üzülecek.
Listeyi siz çoğaltın.
Şimdi burada duralım ve tüm beceriksizliğine, İstanbul'a dair özensizliğine ve CHP seçmeninin dahi İstanbul'un iyi yönetilmediğini düşünmesine rağmen, İmamoğlu gücünü nereden alıyor sorusunu soralım.
Vaziyet şu; İstanbul'da taş üstüne taş koymamış, olanı bile geri götürmüş, ulaştırma ve alt yapı alanlarında yeni bir tek proje dahi başlatmamış, ben yaptım dediği metro hatlarının tamamı AK Parti döneminde yapımına başlanmış ve ortalama yüzde 70'ı tamamlanmış...
Yeni diyebileceğimiz projeleri ise bütçenin ancak yüzde 1'ine tekabül ediyor. Bunların reklamına harcanan para projenin kendisine harcanandan daha fazla. Tanıtım bütçesinin yatırım bütçesini geçtiği bir belediyecilik anlayışının seçmenden oy alamayacağını bildiği için çareyi yorulmuş, sinirleri bozulmuş muhalefet seçmenine kendini lider diye pazarlamakta bulmuş.
Ancak buna rağmen anketler istedikleri sonucu vermiyor. Bu da onları hırçınlaştırıyor. Özgür Özel'in bir taraftan, İmamoğlu'nun diğer taraftan Murat Kurum'a bu kadar yüklenmesinin sebebi bu.
Ayrıca seçim yarışı bence asıl şimdi başlıyor. İmamoğlu topu kendi kalesinden uzaklaştırmak için Kurum'a daha çok saldıracaktır. Ancak bu süreçte bence cevaplamak zorunda olacağı sorular gündeme gelecek; "Kent Uzlaşısı"nı izah etmesi gerekecek, o konuya girmeyecek, etrafından dolanarak yırtabileceği bir konu değil bu. "Kent uzlaşısı" dedikleri şey başından sonuna kadar Kandil'in İstanbul'da mevzilenme stratejisinin bir parçası. Zira PKK, nihai amacına ulaşmak için terör ve tedhişi kullanırken seçimleri de kendini meşrulaştırmak için kullanıyor. Muhtelif adlar altında seçime giren partiler ise son tahlilde Türkiye'deki ayrılıkçı sol grupları konsolide eden ve bağımsız Kürdistan, özerk Kürdistan hayali kuran Marksist-Leninist bir yapılardır. Bu partileri Kürtlerin temsilcisi olarak görmek en büyük yanlıştır.
İmamoğlu'nun cevaplaması gereken bir diğer soru da LGBT konusunda ne sözler verdiğidir.
Artık herkes biliyor ki, özellikle batı başkentlerinde bu konu bir dayatmaya dönüşmüş durumda. İmamoğlu ve CHP belediyeleri, aileyi ortadan kaldırmayı hedefleyen LGBT propagandasına karşı nasıl tedbirler alacaklarını izah etmelidir.
Gördüğümüz manzara ise tedbir almak şöyle dursun "Onur Haftası" adı altında tüm dünyayı esir almaya çalışan bu lobiye hizmete teşne oldukları.