Yalanı ne kadar uzağa atarsanız atın; eninde sonunda hakikat onu bulur. Yapışır yakasına.
Bu topraklar içinde nereyi yakarsanız yakın; su onu bulur. Su vefayı, bu topraklarda yeşerttiklerinden öğrenmiştir.
Gülsem yüzümden utanırım, ağlasam gözyaşımdan. Garip bir tat kalbimde. İnsan, kötülüğü neden bu kadar çok sevdi. Bu hınç değirmeninde neden öğütülmeye talip, iki yüzlülüğün astarını yamayıp yamayıp içine sığmaya neden bu kadar hevesli.
Nefretin raflarını hiç usanmadan bütün ihtişamlı kepazeliklerle donatan kötü, yenilmekten usanmayan çukur pehlivan kötü.. Neden yapıyorsunuz diye sorduğunuzda verilecek cevaplarının olmayışı kin askılığı.
Ciğerim yanıyor diyen bir anneye hangi partilisin diye sordukları gibi, ciğeri yanan bir toprağa bir coğrafyaya kime çiçeklendin diye sordular adeta.
Çakallar salyalarca gömüldü lakin bir Şahin sayfalarca destan yazdı. Şahin'i gördünüz mü , gök yüzlü çocuk; yanağı dumandan islenmiş son fotoğrafı tertemiz bir kalbin nişanıydı . Şahin, o büyük yangını söndürenlere su taşıyordu. Öyle iştahla taşıyordu ki İbrahimlerin yüreğine su serpen iyiliği, dalları yeniden yeşertiyordu.
Şahin , kevserin kıyısında serinlesin .
O mahşere yetiştiremediği su cennette yanı başında gürüldesin .
Anaların fidanlarını yakanlar , bu sefer topraktan Rahmana uzanan o cennet bahçeleri yakıyordu.
Her yaktığınız , güllerinden doğacak.
Hayvanların çığlıkları cehenneminizin sesi olsun .
Sahii o kadar hayvan öldü hayvan hakları savunucuları sanırım mangaldalar ortalıkta görünmediler.
Yo yo hiç şaşırmıyoruz. Şaşırma konusunda hayret hanını siftahsız kapatıyoruz . Dertleri hayvan değildi ki dertleri ; hayvanların sırtına ideolojik semerler vurup eşşekliği gizlemekti.
Bir fotoğraf gördüm sonra. Yangın manzaralı orman karşısında, orman kebabı yeme rahatlığında olanlar, daha doğrusu mahalle yanarken , kuaförden konum bekleyenlerin fotoğrafı.
Ortalık yanarken öyle korkutucu bir rahatlık içindeler ki.. İşgal edilsek " Bir kahve daha" diye haykıracaklar.
Peki size bu rahatlık tanıdık geldi mi . Orman yangını karşısında orman kebabı yeme derdine düşmüşlerin rahatlığı neyse; 15 Temmuzda ülke yanarken terliğinin içine tünemiş Kılıçdaroğlu rahatlığı odur.