Son haftalarda seçimle ilgili katıldığım her televizyon programında, verdiğim her röportaj ve konferansta bıkmadan usanmadan sürekli gündemde tutmaya çalıştığım bir konu var.
Güvenlik...
Neden?
Çünkü mesleki tecrübemden dolayı gelecekte olması muhtemel olayları, kurulacak tuzakları önceden kestirebiliyorum.
Bu da bizim mesleğin incelikleri.
İşte bu tecrübeyle kestirdiklerim...
Neron Hortladı...
Küresel çete hiç olmadığı kadar endişeli, hiç olmadığı kadar kaygılı.
Çünkü; millet ittifakı üzerinden müdahil olduğu seçimi kaybettiği takdirde, Türkiye'nin bir daha geri gelmemek üzere elinden gideceğinin farkında.
Bizlerde;
Çetenin bu durumu kurtarmak için her türlü çılgınlığı yapmaya hazır olduğunun,
Bu gözü dönük aşağılık yapının, tüm umutları tükendiği takdirde Neron mantığını devreye alacağının,
Şehirleri yakmak ve sokak çatışmaları çıkarmak üzere tüm kozlarını sahaya süreceğinin,
Millet olarak tuzağa düşmemek için son derece uyanık olmamız ve şimdiden her türlü tedbiri almamız gerektiğinin farkındayız.
İşte bu farkındalığı yaşayan biri olarak dışarıdan güdümlü bir faili meçhulün seçime yakın tarihlerde bir yerden fitili tutuşturacağını hissediyordum.
Keşke Yanılsaydım...
Ama olmadı, yanılmadım.
Kaybedeceğini anlayan küresel çete düğmeye bastı ve Ekrem İmamoğlu üzerinden oyunu kurguladı.
İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu Kürt kimliği üzerinden yürütülecek tezgâhın altyapısını oluşturmak üzere Van'a gönderildi.
Eşi Dilek İmamoğlu mitingde seçim tırının üzerine çıkarak PKK terör örgütünün kullandığı zafer işareti ile meydanda bulunanları selamladı.
Miting alanında yapılanlara inanılmaz tepki yağdı.
Tepkilerin en serti milliyetçi duruşu ile bilinen Erzurum'dan geldi. İmamoğlu da soluğu Erzurum'da aldı.
Bu proje güzergâh Kayseri'de Kürt kimliği üzerine tepki doğuracak sözler sarf edip ardından Diyarbakır'a gitmeye benziyordu.
İşte böylesi bir tezgâh sonucu gelinen Erzurum'da kökeni FETÖ'ye dayanan provokatörler devreye girdi ve malum olaylar yaşandı.
Kıvılcım atıldı ama yangın çıkmadı.
Yani oyun tutmadı, insanlar birbirine düşmedi, sokak çatışmaları yaşanmadı.
Neden?
Çünkü millet şerbetli, yemiyor!
İkinci Perde de Oğan...
Sinan Oğan 12 Nisan 2023 tarihinde adaylık yarışındaki rakibi Kılıçdaroğlu'nu ziyarete gitti.
Bu ilginç ziyaret Türk siyasi hayatında nadir rastlanılan bir olaydı.
Topu topu 20 dakika süren ziyaret sonrası Sinan Oğan'ın gazetecilere yaptığı açıklama ziyaretten daha ilginçti.
"Kılıçdaroğlu ile seçim güvenliği konusunu görüştük"
Bu açıklama görmeyi bilene birilerinin ısrarla güvenlik konusunu gündemde tutmak istediğini ve bu konu üzerinden kirli planlar kurmaya çalıştığını gösteriyordu.
Sürekli seçim güvenliğine atıfta bulunulmasının sebebi toplum içinde korku ve panik yaratmak ve seçim gecesi olası provokatif eylemlere beyinleri hazırlamaktı.
Uzun lafın kısası tuzağın çatısı seçim günü, seçim öncesi ya da seçim sonrası sokakları kana bulamak, kanın gövdeyi götürdüğü iç savaş çıkarmak üzerine kurulmuştu.
Bunun için yapılması gerekenler, kurulması gereken tuzaklar vardı.
Demokrasi Yürüyüşü...
Amerika'nın tek ve en iyi bildiği şey yaratıcı bir beyine sahip olmadığı için aynı pilavı tekrar ısıtıp sofraya getirmektir.
Neden bu örneği verdim.
Çünkü zamanında sokak olayları çıksın diye Kılıçdaroğlu'na yaptırdığı "adalet yürüyüşleri"ni kullanan Amerika şimdilerde aynı işi bir başka etkinlik adı altında İzmir' sokaklarında Tunç Soyer'e yaptırıyor.
Duyduğumda inanamadım.
İzmir'de yüzlerce kişi Belediye Başkanı Tunç Soyer başkanlığında adına "Demokrasi Yürüyüşü " denilen yürüyüş etkinliklerine katılıyormuş. Hem de içinde bulunduğumuz şu günlerde.
Neden düzenlendiğini kimsenin bilemediği yürüyüş esnasında herhangi biri sataşma sokakları savaş alanına çevirir mi?
Hiç şüpheniz olmasın kesinlikle evet.
Peki o zaman amaç bu mu?
Arife tarif gerekmez.
Anlayan anladı.
Yazıya devam....
Tiyatro Uzun Süredir Sahnede...
Bu oyunlar yeni başladı zannetmeyin. İnsanları bir araya getirerek tuzak olayların içine çekmek isteyen çete bugünkü ortamın alt yapısını son aylarda dile getirdiği muhtelif söylemlerle hazırladı.
İşte liderler üzerinden yürüttüğü o söylemlerden birkaçı;
- Seçim güvenliğinden endişeliyim.
- Seçim nasıl yapılacak ciddi kaygılarım var.
- Siyasi suikastlar yapılacak.
Sonuç...
Bu söylemleri çoğaltmak mümkün.
Asla unutmamalıyız ki..
Bu söylemlerin, bu yapılanların hiçbiri tesadüf değil. Burada amaç sokakları karıştırmak, kaybettikleri seçim sonucunu bu tür eylemlerle gayrimeşru ilan etmek.
Oyun bunun üzerine kurulu.
Millet olarak bize de düşen oyuna düşmemek...