FETÖ’yü tartışırken iş, birden Atatürkçülük yarışmasına evriliyor. Oradan Ergenekon Balyoz’a varıyor. Bilinçli bilinçsiz aşamalarla sulandırılan FETÖ tartışması, kopartılan fırtınanın gerisinde kalıyor.
15 Temmuz işgal girişiminin millet iradesiyle püskürtülmesinin ardından değişik sesler yükseliyor. Darbeyi ‘’Mustafa Kemal’in Askerleri’’yiz diyen Ordu mensupları durdurmuş. Başkomutan’ın meydanlara inin çağrısıyla sela’ların peşinde caddeleri dolduran milyonlarsa herhalde şimdiden buhar oldu...
Balçiçek İlter’in son Yaş Kararları bağlamında 15 Temmuz’u değerlendireceğimiz programında da bir benzerini yaşadık. CNN ve NTV’de de benzeri şekilde sürüyor. FETÖ darbe kalkışmasının konuşulacağı her zemine Ergenekon/Balyoz mağdurlarından subaylar çağrılarak tartışma ‘’Atatürkçülük’’ zeminine çekiliyor.
Atatürk’ün toplumsal reytingiyle yarışacak bir fenomen olmadığını teslim edelim. Her kesimden art niyetli insanlarca kullanıldığını da bilelim. Mesela hain FETÖ’cüler bile TRT bildirisinde ‘’Yurtta Sulh’’ ismini kullanıyorlardı, işgal girişimlerinin sebeplerinden birisi Atatürkçülükten sapılmış olmasıydı. Maltepe’de işgal ettiği kamu arazisini diktiği Atatürk heykelleriyle zaptetmeye kalkan bir süper sanatçı vardı ismini hatırlayan kaldı mı?
Atatürk tarihi bir gerçek, değerler duruşmasında milletin atıf yaptığı bir başlangıç olarak kimsenin oyuncağı değil! Halkı sindirmek için kullanışlı bir döğüş aletine de çevrilemez... Ha, ‘’ben Atatürk’le döverim önüme geleni’’ diyorsanız o başka, ondan sonra da ‘’makarnacılar, kömürcüler, çomarlar, koyunlar’’ dediklerinizin sandıktaki oyuyla tartılırken bulursunuz özgül ağırlığınızı... FETÖ gibi sunturlu bir belayı doğuran o menhus sosyolojiye de bir göz atıverin isterseniz, kılıktan kılığa girerken şahsiyetini yitirmiş o takiyyeci ihanetin hangi koşullarda neşet ettiğine bir göz atın...
Anayasacılık tarihimize bakın, aslında bir darbeler resmi geçidi de olan bu müktesebatımızda tüm darbelerin ortak iddiası: Atatürkçü’lüktür... Sadece vatanperverler, milletini ülkesini sevenler için parlak bir değer, birleştirici bir lider değildir Atatürk. Maalesef onun ismini kullanarak olmadık baskılara imza atan maskeli zalimlerle, dolandırıcılarla doludur geçmişimiz... Bu ülkede darbeler dolayısıyla mağdur edilmiş kişiler; solcusu, sağcısı, islamcısıyla her kesim, Atatürkçüyüz diyen darbetörlerin elinde perişan edilmedi mi... Selçuk Parsadanlar parsayı Atatürk albümü sattıkları liderlerden toplamadı mı...
Atatürk’ün ruhunu ne zaman rahat bırakacağız...
Medyanın izleyici kotarmak kaygısını da bir dereceye kadar makul karşılayabiliriz. Ama 15 Temmuzda çok ciddi hayati bir tehlike atlattık biz milletçe... Eğer o işgal kalkışması başarılı olsaydı bugün ne reyting yarışı yaptığımız televizyon kanallarımız, ne Meclisimiz, ne Mahkemelerimiz hatta ne de üzerinde devasa Atatürk posteri asılı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi kalırdı. FETÖ’nün gözü dönmüş katilleri milletin üzerinden tank geçirirken, bu hangi TV kanalı, kim hangi düşünceden, kim hangi partidendir diye sordu mu...
Arkadaşlarımız hiç kusura bakmasın, şimdi “eylemi biz koyduk” yarışmasının zamanı değil, ayrıca şehitler vererek duruma el koymuş milletin nazarında bu çabaların zerre değeri yok... Doğu Perinçek Bey de kusura bakmasın, hain FETÖ’nün kurşun sıkıp tank yürüterek şehit ettiği kişiler Atatürkçü Düşünce Derneği mensupları değildi, iki haftadır şehir meydanlarını doldurarak memleket nöbeti tutanlar da ‘’Mustafa Kemal’in Askerleri’’yiz demiyorlar, şimdiye kadar ülkücülerin sloganı olan ama artık toplumun her kesimince benimsenmiş ‘’Ya Allah Bismillah Allahuekber’’ diyorlar...
Sizi rahatlatacaksa bir bilgi: Ayten Alpman Hanım’ın Kıbrıs harekatından kalma güzel hatırası; ‘’bir başkadır benim memleketim’’ şarkısı da dönüyor meydanlarda. 28 Şubatta bizleri kovalayanların söylediği ‘’çıktık açık alınla’’ya kedersiz kaprissiz eşlik eden örtülü kızlar kadınlar da var. Başkomutan ve Bayrak; tüm sloganları, marşları, şarkıları birleştirdi...
Karşımızda halk düşmanı bir terör örgütü var. Biz bu kötücül sarmaldan sağ salim çıkabilmek için birlik beraberlik içinde olmamız gerekirken çocukça yarışların kumpasına düşmeyelim...