Kavramları, meseleleri, meselelerin özünü iyi tartışamıyoruz. Meseleler öyle saçma yerlere kayıyorlar ki, bazen bu saçmalıkların kasten yapıldığını bile düşünebiliyorum.
10 Kasım’da Atatürk’ün ebediyete intikalinin 76. senesini geride bıraktık.
Ve yine, bir 10 Kasım’da daha, Atatürk’ü, atatürkçülüğü çok saçma bir zeminde tartıştık.
Ben de bu yazımda bu konuya ilişkin kişisel görüşlerimi yine tek tek sıralamaya gayret edeceğim.
1- Atatürkçülük, beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, savunursunuz ya da savunmazsınız, bir ideolojidir.
2- Atatürkçülük bir ideoloji değildir diyen bazı kemalistler atatürkçülüğe büyük haksızlık etmektedirler zira ideoloji demek sistematik bir düşünce biçimi demektir, atatürkçülük bir ideoloji değil ise sistematikten yoksun bir görüş anlamına gelir, ideolojilerin donmuş olması da gerekmez, dinamik ideolojiler vardır, ideoloji kavramının küçümsenmesi bize özgü bir şeydir, evrenizm (Kenan Paşa) anlamına gelir muhtemelen.
3- Atatürkçülüğün temel meselesi kendi içinden değil, bu ideolojinin anayasal bir ideoloji olmasından kaynaklanmaktadır.
4- Atatürkçülük de, başka ideolojiler gibi, yarışabilir, yarışılabilir bir siyasal ideoloji haline gelmelidir, anayasal temelleri olan bir ideoloji rekabet dışı bir ideoloji olmaktadır, atatürkçülüğün ya da kemalizmin yarış dışına çıkmış olmasına en çok atatürkçüler karşı çıkmalıdır.
5- Atatürkçülük anayasal yani siyasal rekabet dışı bir ideoloji olduğu sürece siyasal partilerin bu ideolojiyi benimsemeleri de haksız rekabet konumu oluşturmaktadır.
6- Anayasalarda sadece ve sadece insan hakları ideolojisi, aksinin savunulması meşru olmadığı, olamayacağı için, yer alabilir, başka ideolojilerin, buna atatürkçülük, kemalizm, sosyalizm, liberalizm, dinler de dahil, anayasal ideoloji olarak anayasaları şekillendiremezler.
7- CHP ya da başka bir siyasal parti atatürkçü olabilir, en doğal haklarıdır, ancak benimsemeleri doğal, meşru bir ideolojinin anayasal bir konuma sahip olmasına MUTLAKA karşı çıkmalıdırlar.
8- Atatürkçülüğün anayasal temellerine karşı çıkmayan bir atatürkçü siyasal parti kendi siyasi, demokratik meşruiyetini kaybeder.
9- CHP gerçekten bir atatürkçü parti olmak istiyorsa yeni yapılacak anayasanın hazırlanma sürecinde atatürkçülüğün anayasal temellerine, “atatürk milliyetçiliği”, “Atatürk ilke ve inkılapları” gibi kavramların anayasada bulunmasına karşı çıkmalıdır, aksi durumda bir futbol maçında hem oyuncu, hem hakem olma gibi tuhaf, meşruiyet dışı bir konumun savunuculuğunu yapmış olur.
10- AK Parti gibi, kendini atatürkçü parti olarak tanımlamayan başka partiler de söylemlerinde atatürkçülüğün anayasal temellerine yine MUTLAKA itiraz etmek zorundadırlar.
11- Mesele atatürkçülük değil, bu ideolojinin anayasal bir ideoloji oluşudur.
12- 2014 senesinde hala bu konuları tartışıyor olmaktan da çok mutlu olmadığımı, Türkiye’nin bu konuları geride bırakmış olması gerektiğini de hatırlatmak isterim.
13- Yazımda “atatürkçülük” kavramını kelime olarak küçük harfle yazmamın nedeni dilimizde mevcut “özel isimden türeyen kelimelerin ya da sıfatların büyük harfle yazılması mecburiyeti” kuralını anlamsız bulmamdır, yoksa bu tavrımı “atatürkçülük karşıtlığı olarak yorumlamak saçmadır; sosyalizm, komünizm, liberalizm gibi kelimeler nasıl küçük harfle yazılıyorlar ise, atatürkçülük, atatürkçü, leninizm, fenerbahçeli gibi kelimelerin de küçük harfle başlamasını daha mantıki buluyorum, “bu yorum senin haddin mi?” diyenler olabilir ama nihai analizde dil mantıki bir kurgudur, ideoloji isimlerinin (kemalizm, leninizm), sıfatların (atatürkçü, türk, amerikalı, fenerbahçeli) küçük harfle yazılması daha mantıkidir.
14- Atatürk tartışmaları tarihsel tartışmalardır, yurttaşların ortak tarihimize şöyle ya da böyle bakmaları en temel yurttaşlık haklarıdır.
15- Atatürkçülüğün yarışabilir, yarışılabilir bir siyasal ideoloji haline gelmesi en çok atatürkçülüğün yararınadır; ekonominin rekabet ilkeleri ve etkinlik sonuçları siyaset için de geçerlidir, rekabet dışı her alan geriler, zayıflar, bu temel ilkeyi atatürkçü arkadaşların siyasete yönelik iyi düşünmeleri, irdelemeleri şarttır.
16- Yeni Anayasada Atatürk’e bir saygı, bir minnet cümlesi ile değinilmeli, atatürkçülük, Atatürk milliyetçiliği, Atatürk ilke ve inkılapları gibi kavramların anayasal bağlayıcılığına son verilmelidir.