Recep Tayyip Erdoğan kör düşmanlığında bir masa etrafına oturtulanlar olduğu gibi, güya masaya oturtulmayı red etmiş gibi yapıp masadakilere akıl verenler de var. Bağımsız gözükecekler ya!
Tıpkı, bir yandan ABD ve Batı'dan fon alıp bir yandan da "Biz bağımsız gazetecileriz" diyenler gibi.
Bu hafta içi Twitter'da, kendilerini en Atatürkçü, en Ulusalcı, en Vatansever görenlerin paylaştığı bir görüntüyü seyrettim. Konuşmacı bağıra bağıra, masaya oturtulan CHP'ye akıl veriyor: "Sen bir sus... İlk seçim gününe kadar CHP bi sussun AKP kendiliğinden düşüyor zaten... Bi susun lan! Bunlar "Bizatihi Kürt kimliğini ve meselesini meclise getireceğiz" diyerek AKP'yi güçlendiriyorlar. AKP'nin eline koz veriyorlar. AKP bakıyor ki geldi. Millete, "Bak bunlar bölücülerle" diyerek alır oyu... AKP'nin kitlesi de kaçmak istiyor ama kaçamıyor bu yüzden. AKP'nin o kararsız seçmenine bir zaman ver, CHP bi sus ya! Bi susun ya! İki gün şu bölücülerle yan yana gelmeyin, iki gün sabredin ya! Bir yıl kaldı, bi susun. Sussalar AKP düşecek!"
Bu sözleri söyleyen, daha doğrusu CHP'ye "Seçime kadar takiye yapın" diyen kişi yerel seçim öncesi de hem "Ekrem İmamoğlu terör örgütleriyle işbirliği yapıyor, belediye imkanlarını örgütlere peşkeş çekecek" deyip hem de "Oyumuzu İmamoğlu'na vereceğiz" diyen kişiyle aynı: Nihat Genç.
Recep Tayyip Erdoğan kör düşmanlığı skalasında tesir bakımından en sonlarda yer alan Nihat Genç'i mevzu etmemin sebebi, mezkûr kör düşmanlığın insanı ne hallere soktuğunu ve aslında bu cenahın ne kadar zavallı bir halde olduklarını göstermek istememdir.
Bu şahıs her konuşmasında bağır çağırır, söver sayar, yeri gelir ağlar ve bu vatanı en çok kendilerinin sevdiğini iddia eder. Aslında burada şahıs da mühim değil, burada dikkat edilmesi gereken husus, Recep Tayyip Erdoğan kör düşmanlığı noktasında nasıl da iddialarından vazgeçebilmeleri.
Nihat Genç CHP'ye ne diyor: Seçime kadar bölücülerle mesafeli dur. Seçimden sonra bölücülerle ne yaparsa yap!
Bunun adı takiye değil de nedir?
Sorsan PKK düşmanıdır, sorsan Misak-ı Millîcidir, sorsan bir karış vatan toprağını kimseye vermez ama mevzubahis Recep Tayyip Erdoğan olunca, "Yeter ki Erdoğan gitsin de ne olursa olsun" diyor.
Bu hâletirûhiyeyi ruh tabibleri de incelemeli!
Mâlûm şahsın Ekrem İmamoğlu hakkında söyledikleri üzerine zamanında şunları yazmıştım: "İmamoğlu'nun FETÖ'ye ve PKK'ya karşı bir cümlesini görmedik" diyen ve İBB'nin başına gelirse İstanbul'da yeni Kandil terör üslerinin kurulacağını, sokaklarda PKK'lı teröristlerin hâkim olacağını söyleyen Genç'in son sözünü tekrar hatırlayalım: "İmamoğlu'nu yine destekleyin diyorum ama uyanık olun!"
Herkesi uyanık olmayan çağıran Genç, PKK ve FETÖ'ye alan açacağını bile bile ve bunu dile getire getire şer ittifakının adayına oy verilmesini söyleyebiliyor; aman ne uyanıklık! Yurttaş, uyanığa gel!..
Aslında ne zavallılık; tecavüzcüsüne "Tamam sen bana tecavüz et, seni destekliyorum ama ben seni eleştirmeye devam edeceğim. Senin hakkında dosyalarım var lâkin kötü bir duruma düşmemek için şimdi açıklamıyorum" diyor Nihat Genç!
Yazının üzerinden neredeyse 3 yıl geçmiş, Nihat Genç "İmamoğlu hakkında elimizde dosyalar var" dediği dosyaları hâlâ açıklayamadı. Demek ki emperyalizme mahkûmiyet sürüyor.
Ne diyebilirim ki dua etmekten başka: Allah kurtarsın!