Her dönem yayıncı kuruluş ve avaneleri reklam pastasından daha çok pay alalım diye derbilerde maç başlamadan beklentiyi yukarı çekerek insanları havaya sokarlar.
Halbuki iki takımın da kurmayları yenemezsek yenilmeyelim diye gardlarını alırlar. Oynanan futbol vasatsa, bu sefer aynı ekip tersine doldurma yapmaya başlar. Bu doldurma ya antrenörün başını yer, ya da futbolcunun. Kısırdöngü hep aynıdır. Suçlu da bellidir ama kimse bunu düşünmez.
Bunların ışığında oynanan derbide futbol vasatın üstünde idi. Trabzonspor da, Galatasaray da kontrollü ama mücadeleli bir ilk yarı ortaya koydu.
Trabzonspor pozisyon olarak daha önde gözüktü. Hatta net iki pozisyonu da kaçırdı diyebiliriz.
Trabzonsporlu futbolcular, uyumları ve kondisyonları ile ikinci yarı bir anda öne çıktı. Erkan Zengin 54. dakikada inanılmaz bir pozisyonu kullanamadı. Marko Marin'in 60. dakikadaki şutu da tesadüfen direkten dışarı çıktı.
İsim olarak “Şu daha iyi idi” demeden Trabzonspor'un maç içersinde artılarının daha iyi olduğunu söylemek gerek. N'Doye savunmayı çok zorladı. Beklenen Cardozo değişikliği 72'de geldi. 83.dakikada bu kez Galatasaray genç Sinan Gümüş'le sol yan direğin tozunu aldı. 70'ten sonra Galatasaray'ın tehlikeleri vardı. Umut'un pozisyonunda ve Sneijder'in şutlarında Onur başarılıydı.
Maç 0-0 bitecek derken bir hata Trabzonspor'u üzdü, Galatasaray'ı sevindirdi. Bilal serbest atıştan kesti, Onur'un kaçırdığı top, Mbia'ya çarpıp gol oldu. Yani atamayana atarlar kuralı işledi.
Maçın neticesi ne olursa olsun gördüğüm, Trabzonspor’un kadro olarak iyi olduğudur. Şota iyi organize edebilirse şampiyonluk yarışında hep olacaktır.
Savunma güven veriyor. Orta saha Şota için en sıkıntılı bölge; kaliteli çok adam var. İleri uç Marin'in gelmesi ile daha da renklendi.
Şota'ya şunu demeden geçemeyeceğim: Takımın teknik direktörü sensin taraftar değil. Marin’i taraftar istiyor diye kadroyu bozman doğru değil.
Her zaman söylüyorum Cüneyt Çakır eyyamcıdır. Gördüğü halde Trabzonspor’un bariz penaltısını VEREMEDİ!