Fenerbahçe mücadeleye, daha maçın 5. dakikasında kalesinde görmüş olduğu golle başladı. Bilal’in ara pasında harika bir golle Aksihar’ı öne geçiren Güray’ı böylesine şık gol vuruşundan dolayı kutlamak gerekir.
Emenike, rakip kale dibinden akıllara durgunluk verecek golü kaçırınca, saç-baş yoldurdu. Meireles’in beraberlik golü, Güray’ın attığı gole nazire yaparcasına, aynı güzellikteydi.
İkinci yarının başında Fenerbahçe golleri kaçırmaya devam etti. Gökhan Gönül ile yüzde yüzlük 2 tane gol kaçıran Fenerbahçe öne geçemeyince, sıkıntılar çekmeye başladı. Sow’un direği takılan topu ise, şanssızlıktan öteye geçmedi. Fenerbahçe bu kadar gol pozisyonu üretiyor da kaçırıyorsa, kaderine boyun eğmek zorunda kalabilirdi. Öyle de oldu. İyi futbol sergilemeye çalışan, rakibi baskı altına alan, pozisyon üretiminde zenginlik sergileyen ama bir türlü gollere ulaşamayan Fenerbahçe, skora ulaşmakta beceriksiz kaldı. Sadece Meireles’in atmış golduğu mükemmel şık golle maçı noktaladı.
Maç boyunca çok az sayıda pozisyon üretebilen Akhisar, Fenerbahçe’nin tüm hatlarıyla yüklendiği bir anda geliştirdiği kontratakta skoru belirleyen golü Vaz Te ile attı. Böylece futbolun klişe sözlerinden biri dün yeniden ortaya çıktı: Atamayana atarlar. Sen bu kadar çok gol pozisyonuna girip de atamıyorsan, cezanı bir şekilde keserler.
Emenike, kalenin dibinden kaçırdığı bomboş golün dışında, Fenerbahçe hücumlarında var olmaya çalıştı ama beceriksiz kaldı. Fenerbahçe’nin orta sahası, Akhisar Belediyespor’u sürekli baskı altında tutarak, kontratakları son dakikaya kadar engelledi ama maçın sonunu getiremedi.
Bu maç, Fenerbahçe için bir uyarı olmalıdır. Şampiyonluk yolunda, Beşiktaş’ın da kaybettiği haftada bu sonuç göstermiştir ki; zirvenin adını Kadıköy’deki Fenerbahçe-Galatasaray derbisi belirleyecektir.