Süper Lig’de 2016-2017 sezonunun ilk haftası sona ererken hakemler genel olarak iyi sayılabilecek yönetimler gösterdiler. Haftanın hakemler açısından en zor geçmeye aday maçı olan Başakşehirspor ile Fenerbahçe arasındaki mücadeleye Ali Palabıyık’ın atanması MHK açısından çok doğru bir karardı. İşte o Ali Palabıyık, ligin şampiyonluk adaylarından Fenerbahçe’nin oyunun hemen başından itibaren mağlup oynadığı maçta hiç eğilmedi, bükülmedi ve yıllardır hakemlerin kırmızı kart göstermeye korktuğu Emre Belözoğlu’na da, Fenerbahçe’nin bel kemiği Mehmet Topal’a da hiç tereddüt etmeden kırmızı kartlarını göstererek doğru hakemlik örnekleri verdi.
Beşiktaş ile Alanyaspor arasındaki mücadelede düdük çalan Barış Şimşek de kafasında tilkiler dolaşmadan düzgün bir maç yönetti. Maçın son anlarında Beşiktaş aleyhine verdiği penaltı kararı da son derece doğruydu.
Gelelim Galatasaray-Karabük maçını yöneten Bülent Yıldırım’a. Bir hakem ceza alanı içindeki faulü, el ile oynamayı, ofsayt pozisyonunu göremeyebilir. Bir hakem kırmızı kart gerektiren bir faulü iyi yorumlayamayıp sarı kart gösterip hata da yapabilir. Maçın başında Galatasaray ceza alanı içinde Selçuk İnan’ın rakibine yapmış olduğu faulü göremeyen bir Bülent Yıldırım’ı anlayış ile karşılayabilirim. Ancak, 90 dakikalık normal süresi bitmiş ve ilave olarak gösterilen üç dakika da geçmiş. 3 dakikalık bu uzatma süresinde de oyunda hiçbir duraklama olmamışken saatine bakıp da maçı bitiremeyen 1-2 saniye değil tam 18 saniye sonra G.Saray’ın gol atmasına neden olan bir hakemi, yani Bülent Yıldırım’ı anlayışla karşılayabilmek mümkün değildir.
Bir tarafta Ankaralı hakem Ali Palabıyık, diğer yanda yine Ankaralı Bülent Yıldırım. İkisi de aynı seminerden daha yeni çıkmış iki hakem. Burada görev MHK Başkanı sayın Yusuf Namoğlu’na düşüyor. Ödül ve ceza sistemi doğru uygulanırsa hakemler gereken uyarıyı hemen alırlar. Ben, içinde çok önemli isimler barındıran yeni MHK’nin bu konuda çok duyarlı davranacağına inanıyorum.
Unutmamak gerekir ki “At sahibine göre kişner.”