Asya; yeryüzünün %30’u. Dünya nüfusunun beşte üçü demek, 4.5 milyara yakın nüfusuyla... Sessiz ve sabırlı olduğuna bakmayın. “Işık Doğu’dan gelir’’.
***
Zamanın geçitleri vardır... İnsanlığın yaşadığı büyük krizler, devri devre bağlayan büyük aşamalar, büyük çöküşler veya akıl almaz sıçramalar, zaman büklümlerini andırır. Öyle bir olay patlak verir ki, o güne değin kabullenilmiş tüm eski olgular değişir, insanlık mevcut birikimini bambaşka bir caddeye taşıyıverir. Eskinin miadı dolmuştur artık...
Soğuk Savaş döneminin ardından görece barış paktlarının giderek yetersizleştiği bir dönemde seyrediyoruz. Doğu Blokunun Sovyetlerle birlikte çöküşünden sonra ‘’Tarihin Sonuna’’ geldiğimizi zannederek, neredeyse her yerin artık ‘’Batı’’ya teslim olduğunu düşünmüştük... Batı’ya has kazanımların, özellikle refah ve sosyal barış adı altında göz kamaştırıcı değerler ve yararlar olarak sunulan ana paradigmanın, tüm dünyaya yeni fırsatlar sunacağı umuduydu belki bu... Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Irkçılıktan dinsel kimliklere dair fobik duvarlar, sosyal eşitsizlikten sömürgeciliğin aldığı yeni şekiller, nükleer tehditten göç ve mülteci sorununa kadar, insanlığın maruz kaldığı adaletsizlik, bitmek şöyle dursun, katmerlenerek arttı...
‘’Dünya, 5’ten büyüktür’’ cümlesiyle yükselen itiraz, işte bu sıkışmanın, yetersizliğin resmidir ve elbette kadermiş gibi dayatılan adaletsiz gidişata apaçık bir ‘’meydan okuma’’dır...
Asya, kıpırdıyor...
***
Mehdi Eker Beyefendinin nazik daveti üzerine Uluslararası Asya Ülkeleri Siyasi Partiler Konferansı’nı (ICAPP) takip ettiğim Malezya’dan yazıyorum bu izlenimlerimi. 28 ülkeden 80 katılımcının iştirak ettiği Zirve’de, AkParti Dış İlişkiler Başkanlığından Afif Demirkıran, Meryem Göka ve Gençlik Kolları’ndan İskender Karakaya’yı takip etme şansım oldu. Malezya Devlet Başkanı Necip AbdülRezak tarafından açılan Asya Siyaset konferansı, Asya ülkelerindeki siyasi çeşitliliği, çok partili ve seçime dayalı yapıları, temsil kabiliyetlerini yakından seyretme, tecrübe aktarımı ve iletişim imkanlarını sağlıyor herşeyden önce...
Birbirleriyle Birleşmiş Milletlere bağlı Komiserlikler veya Uluslararası Af Örgütü gibi stk’lar aracılığıyla değil de birebir temas kurma şansını epey uzun bir aradan sonra yeniden deneyen Asya ülkelerindeki hareket sinerjisini en baştan kaydetmek gerekiyor. Sömürgecilik günlerinden kalma özellikle son üç yüzyılda tahkim edilmiş yapay düşmanlıkları, uzaklıkları, tanımsızlıkları elbette bir çırpıda silmek kolay değil. Ama Doğuya ve Asyaya has nezaket ve misafirperverlik, Batı’dan ve Avrupa’dan görmekten bıktığımız üstenci tavırla kıyaslandığında kilitleri açmaya uygun bir ilk anahtar...
Meryem Göka’yı Asya’da siyaset yapan kadınların ilgi odağı haline taşıyan şey; Türkiye’nin başarısı, Erdoğan sevgisi ve hayranlığı olduğu kadar, işini iyi yapması, sabır ve sürekliliği gerektiren itinası, insanlarla ve aslında ülkelerle tek tek emek vererek ilmek ilmek örmeye çalıştığı ilişkiler mimarisi mesela... Asya’da yeni bir mimari yükseliyor. Afif Demirkıran’sa, tek başına bir hafriyat makinası gibi. Devlet başkanlarından, bakanlara, senatörlere, bürokratlara kadar teke tek kurduğu temaslarla 15 Temmuz darbe miladını kıran Türkiye’yi ve Asya ülkeleri arasında mahsusen oluşturulmuş sedleri, engelleri eritebilmek ve yeni diyalogların kapısını açabilmek için var gücüyle çalışan bir ekip... Konferansın 3.günüdeyiz ve toplam 6 saatten fazla uyumadık. İskender Karakaya da Asya’daki gençlik teşkilatlarıyla temas halindeydi.
Asya ülkelerindeki siyasetçilerin ‘’Türkiye’de neler oluyor’’ ilgisi had safhada. Herkes Tayyip Erdoğan’ı ve 15 Temmuz’u soruyor. Pakistan siyasetçilerinden Dr.Samia Rahel Gazi, sabaha kadar Türkiye için dualar ettik derken gözleri yaşarıyor. Maldivler’den katılan gençlik temsilcileri Tayyip Erdoğan’ı soruyor.
Türkiye’nin 15 temmuzda yaşadığı darbe ve işgal girişimini görmek ve işitmek istemeyen Dünyanın gözlerinden, körleştirici bağları, kulaklardaki sağırlaştırıcı tıpaları sökebilmek kolay değil. Hele Batı tandanslı medya imparatorluğunun kurduğu büyük sansürle mücadele etmek, belki hepsinden de zor. Star Gazetesini temsilen katıldığım oturumda haberleşme ağının ne kadar önemli olduğu konusunda hemfikir kaldık Asyalı meslektaşlarımla. Asya siyaseti ve Asya medyası kendi network’ünü kurma kararında, gecikmiş de olsa...
Konferansa damgasını vuransa; ‘’Tek Asya’’ sloganıydı. Devam edeceğiz... Malezya Kuala Lumpur’dan selamlar.