Tahran'da gerçekleşen Astana Zirvesi, Erdoğan'ın diplomatik sınırları ne denli zorladığının göstergesi.
Geçtiğimiz ay Madrid Zirvesi'nde Üçlü Muhtıra'yı gündeme getiren ve imzalatan Ankara, FETÖ/PKK/YPG gibi örgütleri diğer NATO üyelerine emsal teşkil edecek bir gündem haline getirdi.
Diplomatik ataklar için harcanan yüksek enerji Türkiye'nin küresel siyasette görünürlüğünü artırdığı gibi önemini de tescil ediyor.
Astana sürecinde Şam yönetimini Rusya ve İran temsil ediyor. Suriye'de ortak hareket ediyor görünseler de iki ülkenin aynı zamanda rakip olduğu inkâr edemeyeceğimiz bir gerçek. Rusya Ukrayna ile meşgul olsa da Suriye'de mevcut durumun devamını anayasal bir çözümden daha faydalı buluyor.
Moskova ve Tahran liderleri Suriye'deki ABD varlığını gündemde tutarak legal olmayan aktörler vurgusunu yapıyor. Bu konuda Ankara'yla aynı çizgide yer alıyorlar. Ancak Ankara'nın önceliği Fırat'ın hem batısında hem de doğusunda 30 km'lik hattı belirli bir periyoda yayarak oluşturmak.
Bölgedeki demografik yapının Türk askerine bakışı olumlu seyrederken İran milislerinin varlığı gergin alanlar oluşturmakta. Planlı bir iskân politikası uygulayan Tahran yönetiminin Afganistan ve Pakistan'dan taşıdığı nüfus kalıcı hasarlar verecek boyuta ulaştı.
Astana sürecinde Türkiye dışında çözüm isteyen bulunmamakta. Suriye krizinin devam etmesi hem Moskova'nın hem de Tahran'ın çıkarlarına uygun. Suriyeli sığınmacıların Türkiye iç siyasetine ve toplumsal alana verdiği ağırlık ise İran'ı memnun etmekte.
Türkiye'de yabancı karşıtlığı yükselirken ve bu karşıtlık doğrudan "Suriyeli", "Afgan" kimlikleri üzerine yoğunlaşırken yaşamak ve çalışmak için ülkemizi tercih eden İranlılara dönük bir karşıtlığın olmaması dikkatimizi çekiyor. İran'ın yabancı karşıtı öfkeyi/ organizasyonu doğrudan desteklediğini kanıtlayamayız ama mevcut gerilimin Suriye sürecinde Ankara'yı sıkıştırmak için kullanıldığını söyleyebiliriz.
ABD cephesi ise Suriye'nin akıbetinin tıpkı Irak gibi istikrarsız bir sürece evrilmesinden yana. Batılıların istedikleri anayasal düzen Irak'taki gibi demografik bir tasnife dayalı.
Cenevre sürecinin yürümesini ise hem ABD hem de Ukrayna krizi sebebiyle Rusya yavaşlatıyor. Son bilgilere göre 25 Temmuz'da Cenevre'de gerçekleşecek anayasa komitesinden Esad yönetimi çekiliyor.
Türkiye kendi göbeğini kendisi kesecek bir kararlılıkta. Astana Zirvesi, kararlı bir tutumun ve harekatın tebliği anlamına gelmekte. Tel Rıfat ve Münbiç hattının güvenli hale getirilmesi hem terör örgütünü uzaklaştırma hem de demografik dengeyi hedef alan İran'ı frenleme amacı içeriyor.