Yadsınamaz bir gerçek var ki; 15 Temmuz 2016 gecesi, Cumhuriyet tarihimizin en alçak, en hain ve en kalleş ihanetine şahit olduk.
Bu coğrafya, bugüne kadar birçok darbe girişimine tanıklık etti fakat 15 Temmuz'u diğerlerinden ayıran en önemli özellik, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve TBMM ile birlikte, demokrasi adına eline Türk bayrağını alarak sokaklara fırlayan 7'den 70'e toplumun her kesiminin de hedef alınmış olmasıydı.
Yaklaşık 1 ay sonra 15 Temmuz gecesi yaşanan bu ihanetin sene-i devriyesi olacak ve hemen hemen hepimizin aklında tek bir soru var: Aslında ne oldu?
İşte bu yazı dizimizde, 1 yıl öncesine geri döneceğiz ve karanlık kalmış noktalara bir nebze de olsa ışık tutmaya çalışacağız.
İhanetin merkezi Akıncı ve Gölbaşı
Hatırlayacağınız üzere, 15 Temmuz darbe girişiminin, Akıncı (Yeni adı Mürtet) ve Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığı olmak üzere 2 merkez üssü vardı. Akıncı Üssü, 15 Temmuz'un plan, proje ve koordine merkezi, Özel Kuvvetler Komutanlığı ise başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Genelkurmay Başkanımız, Kuvvet Komutanlarımız ve TSK içinde stratejik noktalarda görev alan komutanlarımızın derdest edilmesi görevini üstlenmişti. 14 Nisan 2017'de Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi "Akıncı Üssü İddianamesi"ni kabul ederken ilk duruşma tarihi olarak 1 Ağustos 2017 gününü belirledi. Dolayısıyla, bu yazı dizimizde daha çok halihazırda davaları görülen ve 15 Temmuz gecesi operasyonel personel olarak kullanılan Özel Kuvvetler Komutanlığı ve darbe girişimin planlanma aşaması üzerinde durmaya çalışacağız.
Ankara, İskenderun, Diyarbakır üçgeni
Kamuoyu, darbenin 1 numaralı ismi Adil Öksüz'ü, Kuzgun ve Şapka kod isimli gizli tanıklardan öğrendi. Darbe girişiminin planlanma aşaması, 6-9 Temmuz 2016 tarihlerinde Ankara-Ümitköy'de bulunan 3 katlı bir villada gerçekleşmiş, söz konusu bu villa, bu tarihler arasında birçok generalin uğrak yeri olmuştu. Planlamanın son rötuşları 10 Temmuz akşamı gerçekleşirken Adil Öksüz, yapılan çalışmaları bizzat kendisi FETÖ lideri Gülen'e iletmek için 11 Temmuz 2016'da ABD'ye gitti.
Öksüz, FETÖ elebaşı Gülen'e raporunu sunmak için yolculuğa çıktığı saatlerde bir önemli gelişme de Ankara Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda yaşandı. Telefonun bir ucunda o dönem Tümgeneral olan Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı, diğer ucunda yine o dönem Genelkurmay 2. Başkanı olan Orgeneral Yaşar Güler vardı. Görüşme, 'TANIK' sıfatıyla bilgisine başvurulan Aksakallı'nın duruşma tutanağına şu şekilde yansıdı:
"…Kurs kapanış törenine teşrifleri için Genelkurmay 2. Başkanına konuyu arz ettiğimde Genelkurmay Başkanımızı kastederek onu da davet edelim katılabilir dedi. Ardından Genelkurmay Başkanımızın 15 Temmuz’da programının müsait olmadığını söyledi. Ben de 14 Temmuz ya da 18 Temmuz’u teklif ettim. Genelkurmay Başkanımızın emrini alarak kurs kapanış töreninin 14 Temmuz’da yapılmasına karar verildi."
Gölbaşı ve Karargah arasında yaşanan bu görüşmenin ardından bir başka önemli gelişme ise İskenderun'da yaşandı. Amanos Bölgesi'nde gerçekleşecek olan ve 4 aylık bir süreci kapsayan terör operasyonları için 2016 Haziranının ilk haftası İskenderun'a konuşlandırılan Özel Kuvvetler’e bağlı 12. ve 16.Tabur, Aksakallı'nın emri ile 13 Temmuz 2016 günü acil olarak Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı'na çağırıldı.
Aksakallı tarafından 13 Temmuz’da Diyarbakır'a çağırılan 12. ve 16. Taburu önemli kılan özellik ise 15 Temmuz gecesi Şehit Ömer Halisdemir tarafından Oğulbey Kışlası'nda vurulan darbeci Semih Terzi ile birlikte Diyarbakır'dan Ankara'ya gelen tim ile tabur komutanının, 12. Tabur personeli olmasıydı. Aksakallı tarafından yapılan bu görevlendirme, 'TANIK' sıfatıyla bilgisine başvurulan Özel Kuvvetler 1. ve 2. Tugayın grup komutanı Albay Altan Bora'nın Ankara 14. Ağır Ceza’nın 21.03.2017 tarihli duruşma tutanağına şu şekilde girdi.
"13 Temmuz’da 35. Taburu Kilis'e, İskenderun'da bulunan 12. ve 16. Özel Kuvvetler Taburları da Diyarbakır'a görevlendirildi. Ayın 13'ünü 14'üne bağlayan gece, daha erken gelmeleri bekleniyordu. 13'ünde uçaklarının arıza yapması nedeniyle saat 04.00 gibi havaalanına anca geldiler. Ayın 13'ünü 14'üne bağlayan gece yani 14'ünde. Çok geç olduğu için ben onları yatma yerlerine, istirahat edecek yerlere gönderdim. Tabur komutanlarına da ertesi gün istirahat etsinler, bakımlarını yapsınlar, müteakip göreve hazır olalım yalnız sizler benim yanıma gelin yarın sabah..."
Peki ertesi sabah ne oldu?
Onu da Perşembe günü yayınlanacak, 'Aslında ne oldu-2' başlıklı yazımıza saklayalım.