Galatasaray, Gençlerbirliği karşısına Chedjou, Melo ve Sneijder gibi sezon başından beri takımı ayakta tutan üç asından yoksun olarak çıktı. Melo kart cezalısı, Sneijder ve Chedjou da sakatlıkları yüzünden bu maçta forma giymedi.
Galatasaray; maç boyunca kaleye etkili 4 tane şut attı. Bunların biri gol oldu. Diğer üçünü ise Burak kaleciye teslim etti. Son dakikalarda altıpastan vurduğu kafa şutunu kalecinin üzerine değil de köşeye gönderse, Galatasaray sahadan 3 puanla ayrılmıştı.
Burak’a ayrıca bir parantez açmak gerekiyor. Maç boyunca hem ileri hem geri yorulmaksızın koştu durdu. Emre Çolak’a verdiği pas da nefisti. Emre de durdurmadan kaleye vurdu ve Galatasaray’ın golünü kaydetti.
Galatasaray orta sahası, hemen hemen hücuma hiç katılmadı. Genellikle savunmaya yardım etti. Bu nedenle Galatasaray geriden hücuma çıkamadı... Telles de geldiğinden bu yana ilk kez orta sahayı neredeyse hiç geçmedi. Klasik bir sol bek gibi oynadı.
Galatasaray’ın bol pas yapamamasının önemli nedenlerinden biri de sahanın gerçekten çok kötü olmasıydı. Futbolcular zaman zaman sahada dengelerini sağlamakta bile zorlandı.
Burak’ın yanı sıra Selçuk da çok çalıştı. Ancak o da savunmaya yardım etti, hücuma hemen hemen hiç katkısı olmadı. Bunların nedeni, hem Chedjou hem de Melo’nun olmamasıydı. Galatasaray, Melo’dan ve Chedjou’dan yoksun, orta sahası geriye yaslanarak oynayınca, maçın beraberlikle bitmesi çok doğal.
Gençlerbirliği kendi sahasında oynamasına rağmen, Sarı-Kırmızılılar’ın alışılagelmiş oyunlarının dışında, savunmaya dayalı yapısını çözemedi. Ancak Hagi’nin Türkiye’ye mirası olan Stancu, güzel bir kafa vuruşyla beraberliği sağladı.
Galatasaray’ın sağ bek mevkiinde oynayan Sabri, sadece tecrübesiyle işi idare ediyor. Bazı maçlarda birkaç iyi iş yapıyorsa da genelde oynadığı pozisyonun hakkını veremiyor. Gençlerbirliği karşısında öyle bir faul yaptı ki; kimi hakemler buna penaltı bile çalabilirlerdi. Hakem insaflı davrandı da, çift vuruşla cezalandırdı.