Elazığ için prestij, Galatasaray’ın gruptan çıkabilmesi içinse mutlak kazanması gereken bir maçtı Elazığ’daki karşılaşma. Galatasaray’ın 11’ı Süper Lig seviyesindeki kadroya yakındı. Ahmet Çalık ilk maçına çıkarken, yanında Carol’ün oynaması, Galatasaray’da klasiklesen sol bekten stoper devşirmenin devamı oldu. Bir de anlayamadım bu Linnes ne oyuncuymuş kardeşim. Sağ bek oynar, sol bek oynar, sağ açık oynar. Cidden bizim görmediğimiz ama Riekerink ve ekibinin gördüğü farklı bir şey mi var bu oyuncuda?
Galatasaray maça istekli ve etkili başladı maça Bunun sonucunu 9. dakikada aldı. Podolski, boşluğu yakalayıp kaleyi gördüğü anda klasik uzaktan sert, düzgün ve nefis vurdu. Galatasaray’da orta alanda sıkıntı büyük. Joshue bana göre vasat bir futbolcu. Tolga Ciğerci hala iyileşemedi. Joshue ve De Jong’un ağır temposu ile bu ligi götürmeleri söz konusu değil. Bütün yük Selçuk’a binmiş durumda.
Eren, Yasin, Podolski kontraatağında zor golü atan Poldi, rahat pozisyonda dışarı vurunca oyunu koparacak 2. gol gecikti. Aslına bakılırsa 4 maça yedeklerle çıkan Riekerink’in 5. karşılaşmada as kadroyu sahaya sürmesi geç kalınmış bir hamle olup, başka çare kalmadığının göstergesidir.
Galatasaray, Podolski’nin attığı golden sonrada oyunun hakimi olan taraftı. Cim-Bom ile Elazığ’ı aynı teraziye koymak, kadro zenginliği ve ekonomik anlamda zaten mümkün değil. Bu maçta Podolski, ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu her an skoru değiştirebilecek, top ayağına geldiğinde doğru seçimi yapıp topun takımında kalmasını sağlayacak önemli bir silah olduğunu ve Riekerink’in bunu görmesi gerektiğini bir kez daha kanıtladı. A. Çalık ilk maçında sırıtmadı ama bu maç ölçüdür diyemeyiz. Ligde denk takımlara karşı oynadığında ancak bunu söylememiz doğru olur. Eren 2. golü atarak takımını rahatlattı. Galatasaray geç kalınmış kupada yoluna devam etti. Ama yine söylüyorum, hem ligde hem de kupada bu kadro derinliği yetersiz...