Başkent’teki maçta kelimenin tam anlamıyla kasap et, koyun can derdindeydi. Galatasaray üç puana mahkumdu. Gençlerbirliği de en azından bir puan almaya.
Teknik direktör Ümit Özat dersini iyi çalışmıştı. Beş kişiyle defans yaptı. Rakibinin kanat ataklarına izin vermedi. Savunmanın önüne iki oyunca daha koyup Cim-Bom’un ortadan gelmesini önledi. Sol kanatta Rodrigues, sağ kanatta Feghouli bir türlü pozisyon geliştiremedi. Böyle olunca Selçuk İnan uzaktan şutlarla gol aradı ama bulamadı.
Belhanda on numara pozisyonunda oynatıldı ama bekleneni veremedi. Gençlerbirliği belki de ilk 45 dakikada en tehlikeli atağı geliştiren taraftı. Kaleci Muslera’yı da geçen Deniz’in tam topa vuracakken sırt üstü yere düşmesi Galatasaray adına büyük şanstı.
Forvette pas alamayan Gomis kaybolup gitti. Özellikle Rodrigues çok formsuzdu. Donk’un yerine oynayan Fernando diri gözüktü. İkinci yarıya Fatih Terim oyuncu değişikliğiyle başlar ve üretim yapması için Sinan Gümüş’ü sahaya sürer diye bekledik. Ancak bu hamleyi yapmadı. Gençlerbirliği ise ilk devrede olduğu gibi önce defans anlayışıyla savaşını sürdürdü. Rakibin sert savunmasını bir türlü aşamayan Galatasaray’da dakikalar ilerledikçe bir panik havası yaşanmaya başladı. Gomis maçta ilk pozisyonunu 57. dakikada buldu. Bu da Cim-Bom’un ne kadar zorlandığının göstergesiydi. Terim, Eren’i maça alıp forveti çiftledi. Çünkü Gomis ilerde tek kalıyordu. 70’te bana göre geç kalan Rodrigues-Sinan Gümüş değişikliği geldi.
Deplasman fobisi olan CimBom dün gece yenilince liderlik koltuğunu kaybetti. Zaten dünkü futbol galibiyete yetmezdi. Galatasaray şampiyonluk yarışında ağır bir yara aldı. 90+2’de Alper ile galip gelen Gençlerbirliği’ni kutlamak lazım.