Aslan tatilde!..

Son zamanlarda izlediğimiz en keyifli, en süratli ve en çok gol pozisyonuna girilen maçtı dün gece oynanan Galatasaray-Bursaspor maçı...

Devre arasında transfer edilen Burdisso, iyi ki kiralık alınmış. Çünkü bu futbolcu üçüncü ligde bile oynayamaz! İlk yarı boyunca onun yüzünden Bursaspor, Galatasaray kalesinde en az 4 net gollük pozisyon buldu.

Mancini bunca transferden sonra hala Sabri’yi sağ bekte oynatıyorsa, onu da artık sorgulamaya başlamak gerek.

Selçuk İnan, herhalde takımdan gitmek istiyor. Bu kadar isteksiz, bu kadar vurdumduymaz oynayan bir futbolcu görmedim yıllardır. Mancini ona nasıl sabrediyor, anlamak mümkün değil. İyi ki sakatlandı da, sahadan çıktı. Ve Galatasaray’ı 10 kişi oynamaktan kurtardı!

Galatasaray’ın oyun düzeninde çok gol pozisyonu verirsiniz. Çift santrforlu, beklerin sürekli hücuma katıldığı bir düzende stoperlerinizin çok sağlam durması gerekiyor. Ama Galatasaray’da gerek Hakan Balta gerekse Burdisso çok kötüydü. Eğer Bursa ilk yarıda 3-4 tane gol atamamışsa, bu onların beceriksizliğinden kaynaklanıyor.

Galatasaray’da her zaman olduğu gibi Melo, Sneijder, Muslera, Telles ve oyuna girdikten sonra Semih top oynuyor. Diğer futbolcuları ara ki bulasın.

Hamit artık iyileşti. Neden takıma girmez, anlamak mümkün değil. Umut Gündoğan, Veysel Sarı gibi futbola aç topçuları sahaya sürmek yerine hala sahada dolaşan adamlarla takım kurarak bir yere varmak da mümkün değil.

Şampiyonrlar Ligi gitti. Lig gitti. Geride kala kala bir tek kupa kaldı. Bu oyunla kupayı almak da çok zor.

Galatasaray Yönetimi’nin futbolcularla teker teker konuşması, sorunları varsa ne olduğunu öğrenmesi ve çözüm üretmesi şart artık. Dün akşamki takımı, Galatasaray daha 1 ay önce 6-0 yenmişti. Aynı takımla 2-2 berabere kalması, Sarı-Kırmızılılar’ın nasıl bir düşüşte olduğunun açık bir göstergesi.

Galatasaray, bu yılı kayıplar hanesine yazacak besbelli.

Eğer sezon sonunda hem futbolcularda hem teknik kadroda gerekli değişiklikler yapılmazsa, önümüzdeki sezon da Galatasaray için çok zor olacaktır. Ama Sarı-Kırmızılılar’ın bu badireleri atlatabilecek maddi ve manevi güce sahip olduğu da bir gerçek.