Ersun Yanal belli ki, Braga maçını defalarca izlemiş. Topun arkasında kalmayı, oyunu 40 metrelik bir alana hapsetmeyi, kontrataklarla da gol aramayı tasarlamış. Maçın ilk yarısında da başarılı oldu. Galatasaray’ın, eğer Selçuk’un vuruşunu hesaba katmazsanız, bir tek pozisyonu yok. Hoş Eskişehir’in de yok ya! ama Ersun Yanal, maçı berabere bitirmeyi kar saymış.
İkinci yarının başında Dede bir hata yapmasa ve Burak gerçekten çok şık bir vuruşla topu ağlara yollamasa, Galatasaray’ın gene pozisyon bulacağı yok.
Fatih Terim, Melo’nun yerine Amrabat’ı oyuna aldı. Ama o da fazla bir işe yaramadı. Aslında Melo’yu oyunda bırakması, daha doğru olurdu. Çünkü Melo, geçen haftalara oranla daha derli toplu oynuyordu. Hatta geçen yılı andırır biçimde verkaçlara giriyor, duvar pasları yapıyor; ama bunlar Eskişehir’in kurduğu savunma duvarında eriyordu.
Galatasaray’ın bir başka sorunu, geçen yıl milimetrik paslar atan Selçuk’un Hürriyet tarafından birebir markaja alınmasıydı. Selçuk her ayağına topu aldığında karşısında Hürriyet’i buldu.
Eskişehir çok zor gol yiyor. Çok iyi bir kalecisi ve çok iyi bir geri dörtlüsü var. Ama Galatasaay ayarında bir takım değil. Yalnız Galatasaray da, Orduspor maçı öncesinin Galatasaray’ı değil. Özellikle kapalı savunmaları açmakta çok zorlanıyor.
Riera savunmanın sol kanadında devşirme olduğunu her hareketiyle belli ediyor. Sarı-Kırmızılılar sezon başında bir sol bek transfer etmeli diye yırtındık ama kimse kaale almadı. Riera’dan sol bek yaratmak, Sabri’yi sağ beke çekmek kadar anlamsız. Riera, ileri gitmeye çalışıyor, geri dönemiyor. Savunmada da çok kolay çalım yiyor.
Galatasaray’da sahanın iyisi diye birini seçmek mümkün değil. Çünkü takım olarak ciddi düşüş var. Bu maçlarda Galatasaray, Engin’e çok ihtiyaç duyuyor. Çünkü çalımlarla 18’e dalabilen, sağa sola koşarak savunmayı dağıtan, gerektiğinde orta sahayı da toparlayabilecek bir yapıya sahip Engin.
G.Saray’ın yediği gol, amatör takımların yemeyeceği cinsten. Top kale sahasında; dört Eskişehirli. Karşılarında sadece Muslera. Diğer oyuncular ne yapıyor; herhalde uyuyor! Tabi burada pozisyondaki üst üste iki ofsaytı göremeyen yardımcı hakeme de sormak gerek; “Sen futbolu biliyor musun?” diye.
Galatasaray bir an önce ayağa kalkmazsa, hem ligde, hem Avrupa’da işi zor. Fatih Terim, bir an önce silkinmeli, takımı da diriltmeli.