‘Bayram Abi’ filminin genç oyuncusu Ecem Karavus aşkın kendisi için çok önemli olduğunu, kariyer veya aşk hayatını birbirinden ayıramacağını söyledi.
‘Pis Yedili’ dizisinden bir çok oyuncu çıkıp sinema macerasına başladı. Bunlardan biri de Ecem Karavus. Ecem ilk sinema filmi ‘Bayram Abi’ ile izleyicinin karşısına çıkacak. Sorularımızı cevaplayan Ecem Karavus özellikle Filiz Akın hayranı olduğunu, güzelliğiyle, duruluğuyla, bakışlarıyla, oyunuyla, karakteriyle Akın’ın kendisini çok etkilediğini söyledi.
Senaryoda sizi en çok etkileyen ne oldu?
Senaryoyu ilk okuduğunuzda senaristin ne kadar samimi olduğunu hissedebiliyorsunuz. Ben yalandan uzak, samimiyete inanan biriyim. Senaryo bana her bakımdan çok güven verdi ve filmin diğer filmlerden farklı bir tılsımı olduğunu hissettirdi. Filmlerde argo genelde ön planda. Argo kullanmadan da bir filmin komik olabileceğini gösterecek film.
Rolünüzden bahsedebilir misiniz?
Genç, güzel, hırslı, idealist biri Sinem. Dediği dedik, bugüne kadar birçok iş başarmış, kariyerinin zirvesinde, işi dışında ön plana çıkmayan bir karakter. Bütün bu yoğunlukta kalbinin derinliklerindeki yufkalığı özenle saklayan bir kız.
Dizilerden sonra ilk sinema tecrübeniz. Sinema ile dizi arasında bir fark gördünüz mü?
Elbette sinema ve dizi arasında dağlar kadar fark var. Dizilerde bir haftada yaklaşık 130 dakika çekmek için sıkıştırılmış program uygularken, sinemada gayet rahat, ince eleyip sık dokuduğumuz, bu plan tamam dendiğinde geri dönüşü olmayan ve nesiller boyu çocuklarımıza hatıra bırakacağımız bir iş. Dizinin ve sinemanın keyifleri çok başka. Nerde ne şekilde verim alacağınıza bağlı açıkçası. Fakat çalışma şartları bakımından film çekmek dizi çekmeye göre daha rahat.
Gerçek Ecem ile canlandırdığınız karakter arasındaki farklar ve benzerlikler neler?
Fazla hırslı insanları sevemiyorum. Hayatın karşımıza ne çıkaracağı belli olmadığı için fazla hırs sadece insanın birazcık kendini yemesinden başka bir işe yaramadığını gösterdi bana hep etrafımdaki insanlardan. Ben bu kadar hırslı olmadım. Evet fazlasıyla çabaladım ama hayatın akışına bıraktım bir zaman sonra.
Sizin için kariyer mi yoksa aşk mı önemlidir?
Aşk benim için ilk sıradadır. Çünkü aşk içinde her şeyi barındırır. Aşksız bir iş yapabilir miyiz, aşksız yaşayabilir miyiz? İşimize, sevgilimize, kocamıza, karımıza, ailemize, kedimize, toprağımıza aşık değil miyiz? Bütün evrenin ana teması aşk. Aşkın olduğu yerde kariyerine bağlanırsın ve onu devam ettirirsin. Ben kariyerime ve işime aşık olduğum için aşk ve kariyeri birbirinden ayıramayacağım.
Çoğu erkek olan bir kadronun içindesiniz. Bir kadın oyuncu için rolünüzü içselleştirmek anlamında bu kadar erkek karakterle rol almak zorluk oluşturdu mu?
Hayır, aksine erkek karakterlerle oynamak her zaman daha keyifli daha verimlidir. Hele ki karşınızda gerçekten komik insanlarla oynuyorsanız o işin zorluğu bir yana koyulur ve günlerce çekilecek olsa dahi o sahne bitmesin istenir.
Bir oyuncunun sinema dilini oluşturmakta dizi sektörünün yıpratıcı şartları bir dezavantaj yaratır mı?
Ben yedi senedir bu sektörün içerisindeyim. Hiç bir zaman bir oyuncunun ‘Tamam, ben oldum’ diyebilecek kabiliyete geleceğini düşünmüyorum. Oyunculuk her an her saniye kendini geliştirmeyi seven bir meslek. Sürekli okumaya ve izlemeye çalışıyorum, herkesten bir şeyler kapmaya, kendime katmaya çalışıyorum. Şimdilik okuyup ve izleme kısmında olsam da, ileride yurt dışında eğitim almayı düşünüyorum.
Yeşilçam’a yaklaşımınız nedir? Oyunculuğundan etkilendiğiniz Yeşilçam ünlüsü var mı?
Benim için Yeşilçam’ın yeri en tepededir. Sebebimdir, aşkımdır, alışkanlığımdır. Bunu cevaplarken hüzünleneceğimi düşünmemiştim fakat bizi bu kadar etkileyip bu dünyadan göçüp giden ustaları düşündükçe hislerime hakim olamıyorum. Ben tek tek sayıp kendilerine saygısızlık etmek istemiyorum ama Filiz Akın beni her zaman o güzelliğiyle, duruluğuyla, bakışlarıyla, oyunuyla, karakteriyle çok etkilemiştir.
“Oyunculuk her an her saniye kendini geliştirmeyi seven bir meslek. Herkesten bir şeyler kapmaya, kendime katmaya çalışıyorum.”