TÜRK basınında özellikle “malum medya içinde” bazı “zibidiler” var, “asker düşmanı” doğmuşlar, “asker düşmanı” ölecekler!
Sözüm ona bu arkadaşlar “demokrasi âşığı”, sözüm ona “liberal-demokrat” aydın!
Terörist unsurları “sözde demokrasi fiyonguyla” legal hale getirmeye çalışan yine bu “asker düşmanı” kalemler...
Adamın sorası geliyor: Türk askeri sana ne yaptı arkadaş?
Sevgili dostlar, Türk Silahlı Kuvvetleri, “içindeki bazı bireylerin” vahim hataları sonucu 1960, 1980 ve 28 Şubat gibi süreçlerde “inanılmaz olaylara” imza atmış olabilir...
Peki “asker” kimdir?
Sensin, benim, babam, ağabeyim, dayım, komşum, arkadaşım...
Bu ülkenin sokaklarında büyüyen, dayağını yiyen, pis suyunu içen, kısacası hepimizin “yaşadıklarını” yaşayanlar... Kimsenin “el üstünde” büyümüş, “baba beni şuraya başkan yap” dediği cinsten “saklı seçilmişleri” değil...
Asker “yerleşik olamayanların içinden çıkan” ve maalesef her “kaos” döneminde “yerleşik düzenin” yarattığı karmaşada “ortaya çıkmak” zorunda kalan, zaman zaman “kullanılan” içimizden birileri...
Sevgili dostlarım, biz “dışlandık”, bunu da “asker yaptı” diyenlere ve özellikle “askerimize” son bir cümlem var: Yerleşik düzen bu ülkenin halkı ile askerini 1960’tan itibaren hep karşı karşıya” getirdi ve maalesef çoğu zaman “gerçek halkı kendi amaçları doğrultusunda” asker sopasıyla ezdi...
2003 sonrasında her denklem ve dengede olduğu gibi bu ilişkide de durum değişti...
Bugün artık tam olarak uyanma zamanı; “Seçilmiş Lider, Asker ve halk” aynı taraf, karşı tarafta olanlar “yerel ve küresel” yerleşikler... Kısacası; BİZ “BİRİZ”, ONLAR “BİZDEN DEĞİL”!
Not: Özellikle Türk kamuoyunda bazılarının askerimizi bilerek “aşırı kötülediğini” ve bu yolla “yerleşiklerin ayrıştır politikası” doğrultusunda “asker-halk-devlet” arasında “ayrılık” pompaladığını düşünüyorum. Bu tuzağa düşmeyelim! Kimin “kim” olduğunun “belli olmadığı” günlerden geçiyoruz! Malum medya unsurlarına ve attıkları adımlara DİKKAT!