Fransa’da seçim yarışı kıran kırana...
6 Mayıs öncesi, gün geçmiyor ki, taraflar diğeri aleyhine bir kart öne sürmesin.
Çok bilinmeyenli denklemler, Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin kendi kazdığı kuyunun kurbanı olması sonucunu da getirebilir.
Sosyalist rakibi François Hollande karşısında seçim yarışını, danışmanı Patrick Buisson’un etkisiyle aşırı sağ motiflerle başlatan Sarkozy, aşırı sağın yükselmesinde bizzat rol oynadı.
Ancak bu oyları ikinci turda kendisine çekmeyi başaramayacak gibi.
Resim, 1 Mayıs’ta aşırı sağcı lider Marine Le Pen tarafından yapılacak ikinci tur açıklaması ve 2 Mayıs’ta lider adayları arasındaki geleneksel TV tartışmasından sonra netleşecek.
Ancak şu anki veriler, ilk turdan yüzde 18 oyla çıkan aşırı sağcı Milli Cephe’nin adayı Marine Le Pen’in, 10 ve 17 Haziran’da yapılacak Meclis seçimlerinden ana muhalefet olarak çıkmayı planladığını gösteriyor. Aşırı sağa oy veren yüzde 18 içinde önemli bir bölümün işini kaybeden çalışanlardan oluştuğunu not düşelim. Sarkozy’nin verdiği sözleri tutmamasından öfkeli bir kesim de var bu seçmen kitlesinde. Ancak bu kitlenin Hollande’a oy vermesini beklemek ne derece akılcıdır, bilinmez. Seçmen kitlesinin bu kadar sağa kaydığı bir ülkede, Sosyalist adayın galip gelmesi, solun zaferi midir, o da ayrı bir konu...
Bütün bunlar olurken, Sarkozy çıkıp, aşırı sağa bakanlık vermelerinin mümkün olmadığını ilan etti.
Eğer siyasi bir intihar değilse bu açıklama, başka neye tekabül etmektedir, bu da bilinmez.
Ancak miting meydanlarında aşırı sağcı seçmen kitlesine kucak kucak güller göndermekten de geri durmadı. Merkezdeki François Bayrou henüz kime oy vereceğini açıklamadı.
Kısacası Fransa’da toz dumandan göz gözü görmüyor. Bu arada altı çizilmesi gereken bir yorum Washington’dan, bir diğeri de CRIF’ten geldi.
Alman Başbakanı Angela Merkel cephesinden gelen açıklamaları da yukarıdaki “stratejik” şerhlere eklemek gerekiyor.
François Hollande, 2008’den bu yana Afganistan’da NATO’nun işgalci durumda olduğunu söyleyerek, seçildiği takdirde 2012 sonunda Fransız askerlerini Afganistan’dan çekeceğini açıkladı.
Fransa’nın NATO’nun komuta kademesinde olmasına sıcak bakmadığını ama bu yönde alınan kararı da değiştirmeyeceğini de daha önce ifade etmişti. Washington’dan Fransız kanallarına bağlanan uzmanlar, “ABD başkentinde Hollande’ın seçilme olasılığından endişe duyulduğu”nu aktardılar.
Fransa’daki Yahudi kuruluşlarının çatı örgütü CRIF, Hollande’ın seçilmesinden duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getirdi.
Merkel de, AB içinde geçtiğimiz aylarda varılan finans anlaşmasını yeniden gözden geçireceğini söyleyen Hollande’dan memnun olmadığını baştan beri saklamıyor.
Buna karşılık, Fransa sendika konfederasyonu CGT, Sarkozy’ye karşı açıkça Hollande’ı destekleme kararı aldı.
Gündeme bomba gibi düşen bir başka haber ise, Sarkozy’nin 2007’deki seçim kampanyasının Libya eski lideri Muammer Kaddafi tarafından 50 milyon dolar ile finanse edildiği bilgisi.
Buna karşılık, IMF eski başkanı Dominique Strauss Kahn’ın yavaş yavaş sahneye çıkması da Sosyalistlerin ince karnına zarar veriyor.
Kamuoyu araştırma şirketleri iki aday arasındaki farkın on puana yükseldiğini belirterek, Hollande’ı favori gösteriyorlar.
Kamuoyu araştırma şirketlerinin aşırı sağdaki yükselişi ve katılımın yükseliğini öngöremediklerini buraya not düşelim.
Eğer, DSK olayı, ardından Muhammed Merah vak’ası ile önemli kozları oynayan oyun kurucu, üçüncü bir şok edici kartı seçime kadar devreye sokmazsa, Sarkozy kendi elleriyle kazdığı aşırı sağ kuyusuna düşecek gibi görünüyor. Son anda, Le Pen’den bir U dönüşü olmazsa.