Aşiretler...
Lider odaklı örgütlü yapılar.
Binlerce insanın ortak refleks gösterdiği nadir yapılar.
Ortada herhangi bir yazılı hukuk kuralı yok, uygulamada zorunlu bir yaptırım yok ama buna rağmen kendiliğinden oluşan ve kendi kurallarıyla asırlar boyu işleyen bir sistem var.
İşte bu özelliklerinden dolayı aşiret ve kabileler tarih boyu üzerine hep hesaplar yapılan topluluklar olmuşlardır.
Nerelerde?
Bu dokunun hâkim olduğu Anadolu'da, Suriye'de, yakın coğrafyada hatta Afrika'da.
Neden bu konuya girizgâh yaptım?
Çünkü bu konu üzerinden Suriye'de yaşananları anlatacağım da ondan.
Suriye...
Aşiret yapısının oldukça etkili olduğu bir coğrafya.
Son zamanlarda Suriye'de ilginç olaylar yaşanıyor ve bu olayların tam merkezinde de aşiretler var.
Bölge aşiretleri PKK terör örgütüne karşı ayaklandılar ve topraklarını, ülkelerini eşkıyadan, sömürgeci emperyalistlerden geri almak için bugüne kadar ki en ciddi direnişi başlattılar.
Deyrizor'da ve Deyrizor'un kuzeyinde ve batısında yer alan 15 köyde başlayan isyan tüm bölgeye yayılıyor.
Bu gelişme bölgede şeytanlık peşinde koşan başta Amerika olmak üzere Rusya'nın, İran'ın ve diğer ülkelerin en korktuğu gelişme.
Yanlış Senaryolar...
Olaylar hız ve boyut kazanınca üzerine konuşmalarda başladı.
Üretilen senaryoların bir kısmı kasıtlı, bir kısmı ise bölge iyi bilinmediğinden yanlış üretildi.
Bir senaryoya göre olayların arkasında Amerika vardı ve Amerika bu çatışmaları Kürtlerle Arapları birbirine kırdırmak için başlatmıştı.
Bir diğer senaryoya göre ise aşiretler zaten SDG ve PKK ile iş birliği içindeydi. Çıkan çatışmalar çıkar çatışmalarında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle başlamıştı.
Oysa hem bu senaryolar hem de benzeri diğer senaryolar yanlış yorumlanan senaryolardı.
Çünkü çatışmaların çıkış nedeni dip dalgaydı.
Doğru Senaryo...
Suriye'de yaşanan çatışmalarının ana nedeni; işgale, zulme, teröre, teröriste ve onlara destek verenlere bir başkaldırıydı.
Bu başkaldırı sadece Arapların değil Türk, Kürt herkesin isyanıydı.
Yıllardır terör örgütlerinin estirdiği baskı ve zulüm ortamı içinde yaşayan insanlar artık yeter diyor ve her gün ölmektense bir gün ölelim diyerek mahlukat sürülerine karşı harekete geçiyorlardı.
Mesele bu kadar basitti ama dedik ya kimileri göremediğinden kimileri ise kasten doğruların üzerinden atladı.
Peki bu yaşanan ilk miydi?
Asla, bu yaşanan üçüncü aşiret ayaklanmasıydı.
Birinci Aşiret Ayaklanması...
Münbiç'de yaşandı.
Ayaklanmanın nedeni örgüte eleman temini için tezgahlanan "sözde askere alma" uygulamasıydı.
Bölge halkı direndi.
Direniş diğer bölgelere sıçrar korkusuyla örgüt direnen ailelerin evlatlarını anne babalarının gözleri önünde kafalarına kurşun sıkarak katletti.
Münbiç'in en büyüğü El Biben aşiretinden üç Türk gencinin cansız bedenleri kafaları kesilmiş vaziyette Münbiç köprüsünün ayakları dibinde bulundu.
Bu bardağı taşıran son damla oldu.
Kazmayı küreği kapan Münbiç halkı soluğu PKK terör örgütünün sözde kontrol noktalarında sözde karargahlarında, Amerikan üslerinde aldılar.
Amerikan askerleri ve destekledikleri çapulcu sürüleri el ele verip arkalarına bakmadan kaçtılar.
Amerika hükümeti ayağa kalktı ve askeri, siyasi birçok temsilciyi Münbiç'e gönderdi.
Araya giren bu kişiler çeşitli para ve makam vaatleriyle yükselen tansiyonu düşürüp direnişi kırmayı başardılar.
İkinci Aşiret Ayaklanması...
Rakka'da yaşandı.
Bölgede bulunan aşiretler, bölgenin en büyük aşireti Afedla liderliğinde toplandılar.
Afedla lideri Huveydi tüm aşiretlerin önderi seçildi.
Toplantı sonrası lider Huveydi aşiretler olarak birleşme ve terör örgütleri tarafından yapılan işgale direnme kararı aldıklarını açıkladı.
Ortak açıklamada şöyle deniyordu;
"PKK terör örgütü bizim için düşmandır. Örgüte destek veren Amerika'da düşmanımızdır. Bundan böyle kim bu örgüte destek verirse o da bizim için düşman olacaktır. Bizim tek dostumuz Türkiye'dir."
Açıklamalarda manşet cümle sonda geldi.
"Bizler yüzümüzü kıbleye, sırtımızı Türkiye'ye döneceğiz."
Üçüncü Aşiret Ayaklanması...
Deyrizor'da yaşanıyor.
Bölgede yaşanan şahlanış geniş bir bölgeye yayıldı.
PKK terör örgütüne ait araçlar yakıldı, petrol kuyuları ateşe verildi, sözde karargahlar yerle bir edildi.
Münbiç ve Rakka'da bulunan aşiretler de ayaklanmaya destek vermek için bölgeye hareket ettiler.
Düşünme sırası Rusya ve Amerika'da...
İki ülkenin de en büyük korkusu bu ateşin tüm Suriye'yi sarması.
Rusya-Amerika Kayıkçı Kavgası
Daha önce Mümbiç'te görmüş olduğumuz Amerika, Rusya dayanışması burada tekrar karşımıza çıktı.
Rusya; Deyrizor'da PKK ile çatışan aşiretlere destek vermek için yardıma giden aşiret konvoylarına hava saldırıları düzenledi.
Saldırılarda siviller hayatlarını kaybettiler.
Umurunda mı Rusya'nın?
Geçiniz...
Umurunda mı dünyanın?
Unutunuz...
Dün ayaklanmayı bastırmak için iki ülke ortak devriye gezmeye başladılar.
Düşünebiliyor musunuz Amerika-Rusya ortak devriyesi.
İki ülkenin de ortak paydası PKK...
İki ülkenin de ortak düşmanı Türkiye...
Mesele bu kadar basit, fazla anlam yüklemeye gerek yok...