Ekrem İmamoğlu'nun öncülüğünde gerçekleştirilen online toplantının görüntülerinin sosyal medyada paylaşılması, CHP'de deprem etkisi yaptı.
"İhanet", "paralel yapı", "CHP'de kaset savaşları başladı" diye konuşuluyor.
İlk defa isimler üzerinden parçalanma gözler önüne serildi.
Ekrem İmamoğlu, büyük bir pişkinlikle, "Partimin mevzuları partililerle konuşulur. Hiçbir gizli tarafı yok" diye apar topar müdafaaya geçse de CHP sözcüsü Faik Öztrak, öyle demedi.
Toplantının görüntüleri youtube üzerinden servis edilir edilmez CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Kılıçdaroğlu başkanlığında olağanüstü toplandı. Ve İmamoğlu ve beraberindekilere şu söylendi:
1. Bu toplantı, partimizin geleneklerine uygun değil.
2. Parti hiyerarşisi çiğnenmiştir. (Kılıçdaroğlu'na isyan bayrağı açılmıştır.)
3. Siyasî ahlâk dışıdır. (Ahlâksızlık)
4. CHP'yi yıpratan bir toplantıdır.
5. Genel Merkezden (Kılıçdaroğlu'ndan) habersiz yapılan bir toplantıdır.
Evet, CHP'de kılıçlar artık kınına girmeyecek şekilde çekilmiştir.
Şaşırtıcı olan şudur:
İmamoğlu ile birlikte toplantı yapan isimler, Kılıçdaroğlu'na en yakın bilinen isimlerdir.
Kılıçdaroğlu'nun, Özgür Özel'i CHP Grup Başkanı, Gökhan Günaydın'ı da CHP Grup Başkanvekili yapalı birkaç hafta oldu.
Parti Meclisi üyeleri:
Tekin Bingöl, Onursal Adıgüzel, Veli Ağbaba, Muharrem Erkek, Selin Sayek Böke, Hakkı Süha Okay, Ahmet Hakan Uyanık, Pınar Uzun, Gökhan Zeybek, Sevgi Kılıç, Hakkı Süha Okay...
Engin Özkoç; Daha birkaç hafta önce Kılıçdaroğlu tarafından CHP Parti Örgütü ve Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı yapıldı.
Milletvekilleri; Engin Altay ve Bülent Tezcan... Yıllardır Kılıçdaroğlu'nun en yakınında bulundular.
Gizli toplantıya katılan isimlere bakıldığında, Kılıçdaroğlu'nun altından sandalyenin çekilmekte olduğunu görülüyor.
Kılıçdaroğlu bugüne kadar hiç böylesine yalnız bırakılmadı.
CHP eski Milletvekili Barış Yarkadaş, "Belediye başkanının 'amiri' pozisyonunda olanlar, belediye başkanının 'memuru' gibi sıraya geçip 'arz ediyor'. İzlerken utandım..." diye tepki gösterdi.
CHP bundan böyle "İmamoğlu ekibi", "Kılıçdaroğlu ekibi" diye karpuz gibi ortadan çatlayacak.
Kavganın, kaset/video üzerinden başlaması da ister istemez Baykal'a kurulan ve Kılıçdaroğlu'nu genel başkanlığa taşıyan kaset komplosunu hatırlatıyor.
Elbette bu kaset komplosunu kuran FETÖ terör örgütü de hatırlanıyor.
Bakınız üç gün önce Deniz Baykal'a kaset kumpası kuran komisere 26 yıl hapis cezası verildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nda görevliyken KHK ile ihraç edilen FETÖ'cü komiser yardımcısı Abdül Köksal, yargılandığı Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi'nce 'terör örgütü üyesi olmak, özel hayatın gizliliği ile konut dokunulmazlığını ihlal etmekten' 26 yıl 9 ay hapisle cezalandırıldı.
Köksal'ın, Fetullah Gülen tarafından oluşturulan emniyet içindeki yapılanma içinde yer aldığı, yargı, siyaset, iş dünyası, emniyet mensupları ve üst düzey bürokratların baskı altına alınarak etkisiz hale getirilmeleri, örgütün emir ve talimatlarına boyun eğmeleri için sanki terör örgütleriyle ilişkileri varmış gibi yasadışı biçimde telefonlarını dinlediği kaydedildi.
Mahkeme, yasa dışı dinlemelerle ilgili 120 sanık hakkında 92 yıl 10 aya kadar hapis cezası verdi.
FETÖ'yü CIA kullandı. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, ABD talimatları ile ihanet etti.
Siyasette de CHP'yi kullandılar.
Şimdi asıl soru şu: CHP yeniden yapılandırılırken Washington kimden yana çalışıyor?
Kılıçdaroğlu'ndan yana mı?
İmamoğlu'ndan yana mı?