Önceki gün asgari ücretin etkisini ve ücretler genel düzeyini ne şekilde tetikleyeceğini açıklamıştık. Özellikle bir süredir bazı medya gruplarında asgari ücretteki artışa bağlı olarak milyonlarca kişinin işten çıkarılacağı ve işsiz kalacağı yönünde haberlerin yer aldığını görüyoruz.
AK Parti Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, geçtiğimiz gün iş dünyası ve sendika temsilcileriyle bir araya gelerek,“Görüşlerinizi ve taleplerinizi alacağız ancak milletimize verdiğimiz sözlerden geri adım atmayız” mesajını vererek işçi ve işverenin tarafının görüşlerini dinlemiştir. Bu da bize AK Parti’nin konuya hem işçi hem işveren cephesinden son derece dikkatli bir şekilde yaklaştığını ve makul bir çözüm arayışında olduğunu göstermektedir.
Şüphesiz, AK Parti bugüne kadar verdiği tüm sözlerin arkasında durarak, vadettiği reformların tümünü hayata geçirmiştir. Ciddi tartışmalara sebep olan asgari ücret konusunda da AK Parti’nin makul bir çözüm arayışında hızla ilerlediğini görüyoruz.
İş dünyasının önemli temsilcilerinden İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar “Bize asgari ücretin getirdiği 16 milyar liralık bir yük var, bunun en azından yarısını devletimizden talep ediyoruz. İşsizlik fonunda birikmiş 86 milyar lira para var, o fonda biriken paradan verilebilir” diyerek, işsizlik fonundan, söz konusu maliyet artışının karşılanabileceğini belirterek, asgari ücret konusuna makul bir çözüm önerisinde bulunmuştur.
Objektif değerlendirme yapıldığında, asgari ücrete gelen artışın;
- En az ödenecek ücretin 1.300 TL’ye yükseltilmesi,
- SGK taban ve tavan tutarının artması,
- Kıdem tazminatı yükünün artması,
- 1.000-1.500 TL net ücret ile çalışan grupta ücretler genel dengesinin değişmesi,
- Asgari ücrette yapılacak değişiklik SGK tavanını 8.277,90 TL’den 10.697,70 TL’ye çıkardığında ortalama işçi başına ek maliyeti ortalama 1.000 TL arttıracaktır. Bu husus gözden kaçırılmaktadır. Oysa, bu artış, en az asgari ücret artışı olarak deprem etkisi yaratacaktır.
Asgari ücrete bağlı para cezalarının artması gibi sonuçlar doğuracağı muhakkak.
Dolayısıyla asgari ücret artışı yapılırken ve 1.300 TL net ücret hesaplanırken işverenler yanında devletin de bazı fedakârlıklarda bulunması gerekmektedir.
Asgari ücret konusunda çeşitli farklı alternatif önerilerinin olduğunu görüyoruz.
Asgari ücret artışında makul olan hem çalışanların net ücretinin arttırılması hem işverenlerin ilave bir külfete katlanmaması ve hem de kimsenin işsiz kalmamasının sağlanmasıdır. Mevcut asgari ücret değerlendirildiğinde aşağıdaki tablodan da açıkça görüleceği üzere bugün bir işçinin kıdem tazminatı hariç ve beş puanlık teşvikten faydalanmaları halinde maliyeti 1496,36 TL olmaktadır.
Çözüm nasıl olmalı?
Mevcut yasal kesintiler dikkate alındığında bugünkü asgari ücret artışı ile 1.645,80 TL brüt asgari ücretin işverene maliyeti 1.933,82 TL olmakta ve kıdem tazminatı yükü de katıldığında yaklaşık 2.070,00 TL olmaktadır.
Dolayısıyla hem işçiye net 1.300 TL verilmesi hem işverenlerin işçilik maliyelerinin makul seviyede tutulması hem kimsenin işsiz kalmaması hem de diğer ülkeler ile rekabet edebilecek işçilik maliyetlerinin oluşturulması ve hem de ücretler genel dengesinin korunabilmesi için farklı bir alternatif önerimiz bulunmaktadır.
Buna göre aşağıda yer alan tablodan da görüleceği üzere asgari ücret brüt 1.444,50 TL olarak belirlenecek, ancak asgari ücrete tekabül eden gelirden gelir vergisi alınmayarak, ücretlerden damga vergisi kesilmeyerek, SGK işçi sigorta prim katkı payının yüzde 14’ten yüzde 11’e düşürülmesi suretiyle işçinin net ücreti arttırılacağı gibi, işveren kısa vadeli sigorta kolları prim oranının yüzde 2’den yüzde 1’e düşülmesi ve yine işsizlik sigortası primi işveren payının da yüzde 2’den yüzde 1’e düşürülmesi suretiyle orta bir yol bulunması mümkün olacaktır.
Tablo şüphesiz vergi ve sosyal güvenlik kesintilerin de yasal değişiklikler gerektirdiğinden, Aralık ayında belirlenecek asgari ücretin tespitinden önce açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Diğer bir deyişle, T.B.M.M açılıp, komisyonlar oluşturulduktan sonra, mini bir torba yasa ile işsizlik maliyelerinin düşürüleceği, önerdiğimiz değişikliklere uygun yasal düzenlemelerin yapılması ve ardından aralık ayında asgari ücretin yeni yasal düzenlemelere göre 1.300 TL netten brüte götürülerek 1.444,50 TL hesaplanması mümkün olabilecektir.
Böylece ücretler genel dengesi bozulmamış olacak hem de tüm kesimlerin şikayet ettiği işçilik maliyetlerinin düşürülmesi mümkün olacaktır hem de düşürülen işçilik maliyetleri kayıtdışı istihdamın da bitirilmesini getirecektir.