Türkiye'yi derinden yaralayan İstanbul-Mecidiyeköy'deki asansör faciası nedeniyle10 işçinin hayatını kaybetmesi medyada tüm sıcaklığı ile konuşulmaya devam ediyor.
Başbakan Davutoğlu üzücü kazayla ilgili "Onlar bizim için şehit hükmündedir" diyerek konuya olan hassasiyetini dile getirmiş, Tüm Türkiye’nin ‘ihmali olanların bulunarak gerekli cezanın verilmesi’ konusundaki ortak talebi gözardı edilmemiş, soruşturma hızla başlatılmış,ihmali olanlar adalet karşısınaçıkarılmıştı.
Yaşan bu üzücü olayla beraber haklı olarak medyada tekrar Türkiye’de iş güvenliği ile ilgili eksikler,yapılması gerekenler gündeme geldi,konu ile ilgili günlerce yetkililere birçok eleştiri yönetildi,sorular soruldu,neler yapılması gerektiği konusunda talepler dilegetirildi.
Bu yaşanan üzücü kazayla ilgili gerek hükümet,gerek diğer yetkililerle ne eleştiri yapılırsa yapılsın, sorumlardan ne hesap sorulsa sorulsun. Bunların dile getirilmesi konusunda medyada ne yapılırsa yapılsın,buna hiç kimsenin söyleyeceği bir şey olamaz. Bu hem medyanın görevi hem de sorumluluğudur.
Ama yıllardır medya içinde çöreklenmiş haysiyet cellatlığı yapan tetikçilerin iftiralarını bir tarafakoymak lazım. Sadece hedefledikleri kişi ve kurumları itibarsızlaştırmak için alçakça yalanlar ve iftiralarla dolu yayınlar,haberler hazırlayan bu tetikçi tayfanın yaptıklarını dile getirmek lazım.
Her zaman ülkede yaşanan acılar,ölümler üzerinden iftiralar atan,ülkede kaos,çatışma ortamı yaratmak için gece gündüz çalışan bu haysiyet cellatları yaşanan üzücü olayı da kendi kirli emellerine alet etmeye çalıştı.
Bu tetikçiler bu seferde asansör kazası üzerinden Kadir Topbaş'a çirkin iftira atarak,itibarsızlaştırma çabasına girişti. Daha önce de yalan haberler yapıp, sosyal medyaya yalan pompalama çabalarıyla gündeme gelen bir ulusalcı site bu kez İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı hedef aldı.Önce bu ulusalcı-tetikçi site Kadir Topbaş'a çirkin iftira haberiyaptı, daha sonrada sosyal medya üzerinden hedef gösterip provokasyon tertibine girişti.
Yaptıkları iftira haberinde Veysel Eroğlu'nun Twitter'da paylaştığı, 28 Ağustos günü devir-teslim töreninde Çankaya Köşkü'nde çekilmiş olan fotoğrafını, yeni çekilmiş gibi gösterip sosyal medyada yaydılar. Haberde fotoğraf için ‘İstanbul ölen işçiler için ayağa kalkmışken Kadir Topbaş ne yaptı’ yorumunu yapacak kadar alçalabildiler.
Aydın Doğan'ın eski beslemesinin sahibi olduğu tetikçi site, ucuz ve ahlaksız yalanlarına bir yenisini daha ekleyip zavallı ve komik duruma düşmekten kaçınmadı.
Bu medya içerisine çöreklenmiş asansör karakterli tiplerde asansör misali duruma, kişiye göre pozisyon alıp bir alçalıp bir yükselebiliyorlar.
Aldıkları talimat doğrultusunda her katta durup tekrar alçalabiliyorlar. Onların hangi katta kaldıklarını kestirmek imkansız.
Sahipleri hangi düğmeye basarsa o kata giden, gelen talimata göre bir yükselen bir alçalan bu asansör karakterli medyanın son iftirası da kısa sürede tarafların yaptıkları açıklamayla ortaya çıktı.
Ancak yaşanan acılardan beslenen bu asansör karakterli medyanın ne ilk nede son iftirası olacak.
Asıl ikiyüzlü CHP'li delege mi?
CHP kurultayı bitti ama tartışmalar devam ediyor. Beklendiği gibi CHP Genel Başkanlığı’na tekrar Kemal Kılıçdaroğlu'nunseçilmesi bir heyecana neden olmazken,kurultaydan geriye Kılıçdaroğlu'nun partililer için sarf ettiği sözler kaldı.
Kurultay konuşmasında partili muhaliflerini ‘rakı sofralarında memleket kurtaranlar’ olarak nitelendirmesi büyük bir tepki ile karşılanmış ve kendisine imza atan 204 delege oy vermekten vazgeçmişti.
Rakı sofası polemiği devam ederken, Kemal Kılıçdaroğlu kendini savunmak için yaptığı açıklamada yeni bir skandala imza attı. Yaptığı açıklamada kendine imza attığı halde oy vermeyen 204 delegeyi ikiyüzlülükle suçladı.
Kendisine oy vermeyen seçmeni ‘ahlaksızlık’la suçlayan parti içi muhalifleri ‘alkol düşkünü’ ilan eden Kılıçdaroğlu, şimdide kendine oy vermeyen delegeyi ‘ikiyüzlülük’le suçluyor.
Biri Kemal Bey’e bir parti genel başkanı olduğunu hatırlatsa iyi olur,önüne gelene hakaret etmek aşağılamak normal bir ruh halinin ürünü olmadığı gibi bir siyasi liderinde yapacağı şeyler değil.
Peki gerçekten kim ikiyüzlü?
Asıl ikiyüzlü CHP'li delege mi?
Ben birkaç hatırlatma yapayım kararı siz verin gerçekten kim ikiyüzlü, kim değil.
Çok partili sisteme geçildiğinden bu yana tek başına iktidar olamamış bir partiyi muhalefete mahkum edenler mi, yoksa kendisini alkol düşkünü ilan eden genel başkana tepki gösteren delege mi ikiyüzlü?
Son 12 yıldır iktidar olan AK Parti’ye karşı 9 defa gittiği sadıktan yenilgi ile çıkmasına rağmen koltuklarına yapışanlar mı, yoksa tehdit edilerek imzası alınmasına rağmen istediği adaya oy veren delege mi ikiyüzlü?
Kendinden önce sürekli yenildiği halde delege ağalık yaparak parti içi iktidarını koruyan eski genel başkanları eleştiren ama başa geldikten sonra kendisi de başarısızlığını kapatmak için delege ağalığına soyunup formalite kurultaylar tertip edenler mi, yoksa kurultay öncesi oyunu ipoteğe vermeyen kurultayda özgürce tercihini koyan delege mi ikiyüzlü?
Her seçimde yenildiği halde zafer kazanmış gibi açıklama yapan, parti içi iktidarını devam ettirmek için darbeciler,askeri vesayete,paralelcilere, medya patronlarına,partiyi teslim ettiği derin güçlere sığınanlar mı, yoksa delege olmayı emir kulu olmak olarak görmeyip objektif karar veren delege mi ikiyüzlü?
Bu soruları istediğiniz kadar uzatabilirim ama gerek var mı?
Şimdi siz karar verin, asıl ikiyüzlü CHP'li delege mi?