Türkiye'nin başına bela olan ASALA ve PKK'yı kurduran, bu iki örgüte de parasal destek sağlayan kişi, uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Behçet Cantürk'tür! Babasından Kürt, anasından Ermeni kanı taşıyan Cantürk'ün Uğur Mumcu suikastıyla da ilgisi olduğunu, rahmetli Uğur Mumcu'nu kardeşi Ceyhan Mumcu açıklar günlerden bir gün:
"Uğur'un ölümünden bir yıl sonra Cantürk öldürüldüğünde, bana gelen bir telefonda 'Uğur'un intikamı alınmıştır!' dendi. Bu adamlar hayattayken onlarla ilgili yazı yazabilen ender gazetecilerdendi. Cantürk-PKK-ASALA bağlantısını da o gündeme getirmişti bir yazısında. Çoğu mafya babasının öyküsü ölümünden sonra yazılır. Ancak Abuzer Uğurlu, Behçet Cantürk, Bekir Çelenk gibi karanlık adamlar, uyuşturucu kaçakçıları, Uğur'un araştırmaları ve yazılarından sonra içeri alınmıştı!"
Kıstırılan 700 PKK'lı!
Ocak 1991'de Makine Kimya Enstitüsü'ne çok ilginç, "KozmikÇok Gizli" damgalı bir yazı geldi. Yazıda 100 bin silahın seri numaralarının silinmesi isteniyordu! Tam dört gün dört gece süren bu işlemden sonra, yüksek rütbeli bir subay "Ben J....Komutanıyım" diyerek kendini tanıttı ve silahları aldı.
Silahlar Irak sınırına getirilmeden bir gün önce, 15 Ocak 1991'de Jandarma Albay Durmuş Coşkun Kıvrak komutasındaki kuvvetler 700 kadar PKK'lıyı kıskaca almıştı. PKK'lıların içinde elli kadar da ASALA militanı vardı. Son darbeyi vurmak, ölü ya da diri, topunu "devre dışı"bırakmak için Durmuş Albay, komutanlarından emir beklemeye başladı.
Ancak Ankara'dan gelen ani bir emirle geri çekilmesi istendi. Bu emrin nedeni, çıkabilecek bir çatışmanın dikkatleri sınırdan Irak'a gönderilmekte olan 100 bin tüfeğe çevrilebileceği düşüncesiydi! Yazılı emri, Albay Kıvrak ve bir kaç asker okudukça renkten renge giriyordu. Daha sonra bunlardan biri emrin ve 100 bin silah dosyasının bir kopyasını gazeteci Uğur Mumcu'ya gönderdi.
Mumcu şaşkınlık içindeydi; belgeyle ilgili olarak sağa sola açtığı telefonlar "hayatının en büyük hatası" olacaktı. Belgeyi gönderen kişi, bu telefonlardan haberdar olunca hemen Mumcu'yu aradı:
"Arkadaş bu işin ucu pis! Ölümüne mi susadın sen!!"
Uğur Mumcu 7 Ocak 1993 tarihli yazısında, MOSSAD-Barzani ilişkisini, ayrıntılara girerek anlatıyordu. Barzani-CIA ilişkileri biliniyordu da ilk kez Barzani'nin MOSSAD'la birlikteliği açıklanıyordu. Ve bu yazıdan kısa bir süre sonra Uğur Mumcu öldürüldü!
Daha sonra Adalet Bakanı olan Şevket Kazan'ın açıkladığı ve MİT Müsteşarı Sönmez Köksal imzalı bir belgede İsrail'in Ocak 1993'te Türkiye'ye bir suikast timi gönderdiği belirtiliyordu! MİT bir süre sonra belgenin düzmece olduğunu açıkladı ve konu kapandı!!
ASALA temizlenmişti büyük ölçüde. Artıklarıysa PKK'nın içinde yuvalandı. Türkiye bir beladan kurtulmuştu ama daha büyüğü, PKK'yla olan mücadele sürecekti bugün de olduğu gibi!
(Yazar Ali Kuzu'nun Siyah Sancak adlı kitabını okumanızı öneririm)