Dünya, şairin de dediği gibi, dokuz kişiye bir, bir kişiye dokuz pulun düştüğü bir taksimatla yaşamaya mecbur edilmiş bir hayata mekân olmaya devam ediyor.
Azınlık bir kesim var ki, bunlara kısaca, egemenler, küresel güçler ve derin yapılanmalar deniyor, insanlığın kaynaklarını, har vurup harman savurarak sömürüp vahşice tüketiyorlar…
Silah gücü ve oluşturdukları lobiler vasıtasıyla etki altına aldığı, her milletten elemanları eliyle, küresel iktidarını sürdürmek ve hırsızlığın devamını sağlamak için elinden geleni ardına koymadan mücadele edip duruyor...
Meşru gayri meşru yollarla, teknolojik ve bilimsel araçları kullanmak suretiyle zulmün planlamasını yapıyor. Uzun vadeli vizyonla, zihinlere yaptığı yatırımlar vasıtasıyla teknik elemanlardan tutun da sosyolojik, psikolojik, siyasi, askeri ve dini alanlarda yetiştirdiği mütehassıs insanlardan karşılığını en azami bir şekilde almasını da gayet iyi biliyor… Ve hak batıl dengesi kaybolup adaletsizliğin kol gezdiği bir hayata duçar kalıyoruz.!
Asırlardan beri, yaklaşık yüz yıl öncesine kadar bu dengeyi sağlayan en önemli unsur olmamız dolayısıyla, günümüzde de küresel adaletin tekrar tesisi için tek ümit kaynağı bu aziz millettir. Dolayısıyla insanlığın en çetin mücadelesi de buralarda yoğunlaşmaktadır.
Çanakkale’yi hayat ve memat meselesi olarak telakki eden Mehmet, bin türlü yokluk içeresinde gösterdiği azimle yedi düveli boğazın sularına gömmüş, hedefi dünya adalet dengesinin önemli ayağı olan medeniyet başkenti İstanbul’a geçit vermemiştir..!
Fakat o çetin direnişten iki sene sonra 1918 Kasım’ında İstanbul işgal edilmiş ve tam beş sene işgal devam etmiştir. Sonrasında da ne olduysa işgalciler elini kolunu sallayarak geldikleri İstanbul’dan yine elini kolunu sallayarak çekip gitmiştir.
O gün bu gün iki yakamız bir araya bir türlü gelmemiştir. İşgalciler çekip gitmesine rağmen, giderken ektikleri tohum işgalci zihniyet devam etmiştir. Ve belki de işgalciler gitmeyip kalsaydılar, Corc olarak,Abraham olarak yapmaya cesaret dahi edemeyeceği uygulamaları ve değişimi işgalci zihniyetin yerli işbirlikçileri eliyle idamlarla, katliamlarla,sürgünlerle, cebri uygulamalarla sürdürmüşlerdir.
Kara bulutların afakı sarmaladığı on yıllar ilerledikçe, millet olayların farkına varmaya başlamış her fırsatta işgalci zihniyete hak ettiği tepkiyi göstererek, şaplağı yüzüne vurmaktan da geri durmamıştır..!
Milletin uyanışına paralel olarak işgalci zihniyet, kullandığı yerli işbirlikçilerini zaman zaman tadil etmiştir…
Önceleri kullandığı “bizim oğlanlar” diye tabir edilen, ordumuza sızmış bir kısım omuzu kalabalıklar yıpranınca, post modern usullerle, mahkemeler ve iğfal edilmiş kanunlar marifetiyle milli iradeye tecavüz edilmeye yeltenilmiştir. İşgalci zihniyetin bu modern usulünü de çok geçmeden kavrayan millet tokadını çok daha şiddetli bir şekilde çarparak gerekli dersi vermiştir..!
Ama işgalci bıkar mı..? Sonuna kadar elindeki bütün unsurları ve araçları kullanmaya yeminlidir, azimlidir..!
Küçücük bir devlet arazisini eline geçirip maddi menfaat sağlamak isteyen üç beş basit işgalciyi araziden def etmek için yıllarca uğraşan koskoca devlet olgusu dururken, nerdeyse bir asırdır süren siyasi, ekonomik, zihni ve kültürel işgalin hemencecik sona ermesini beklemek biraz saflık olsa gerek..!
Parayı, silahı, uluslararası lobileri ve bir sürü yerli işbirlikçileri elinde oyuncak etmiş küresel bir işgalci zihniyetin, bu kadar mümbit bir coğrafyayı, genç nüfusu, maddi ve manevi kaynakları sömürmekten kolayca vaz geçmesi beklenemez..!
Elinden gelen her türlü çirkinliği yapacaktır. Şimdi en can alıcı ve son kozunu oynamaktadır.! İçerden daha da içerden çalışmaktadır.! “Dost modern” denen son sahne oynanmaktadır..! Camimizden, hayır kurumlarımızdan, dostluğumuzdan vurmaya çalışmıştır..!
Aynı dert ve tasada olan, aynı hayalleri paylaşan sırt sırta vermiş kardeşlerin arasına soktuğu fitne ile son darbeyi indirmeye kalkışmıştır..!
Ama nafile.! Fitne tutmamış feraset sahibi Millet çocukları bu oyunu erken fark ederek duruma el koymuştur.! Adil bir dünyanın oluşması için gerekli her türlü tecrübe mevcuttur..!
Artık dünya adalete mahkûmdur.!
Twitter; @ahmethamdicamli