27 Mayıs 1960 darbesinin 60. Yılında Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın açılışı yapıldı.
Sayın Erdoğan’ı ve Sayın Bahçeli’yi dinlerken hissiyatımı not etmeye çalıştım.
Rahmetli Menderes, Zorlu ve Polatkan, idam olmayı hak edecek ne yapmıştı?
CHP’nin tek parti ceberut yönetiminden yılmış, usanmış, tükenmiş, horlanmış milletimize bir umut aşılamışlar. Milli iradenin önemini haykırmışlar. Kalkınma heyecanı uyandırmışlar.
En önemlisi, şanlı mazisi ve İslam inancı ile yoğrulmuş değerlerimizin horlandığı, hayatımızdan çıkarılmaya çalışıldığı tek parti döneminin, kalıcı olmadığını, yeniden kendimiz olmanın ışığını yakmışlar.
27 Mayıs darbesi; Haçlı zihniyetinin, “laiklik tehlikede” kışkırtması ile Batı başkentlerinde tezgâhladığı bir demokrasi suikastıdır.
Yassıada mahkemelerindeki aşağılamalar, aşağılık hakaretler, tokatlar, tekmeler sadece hukuk cinayetleri değildir. Milletimizin dirilişinden duyulan rahatsızlığın, öfkenin, kinin, tahammülsüzlüğün ne kadar büyük olduğunu gösterir.
Bu kin ve nefret, CHP zihniyetinin sahiplerinde bugün de aynen devam ediyor.
12 Mart 1971’de, 12 Eylül 1980’de, 28 Şubat 1997’de ve son olarak 15 Temmuz hain FETÖ darbe teşebbüsünde, perde gerisinde aynı Haçlı eli vardır. Devletimizin güçlü ve büyük olmasının önüne geçilmesi, milletimizin refah ve istikrar içinde kalkınmasının engellenmesi planlarının hepsinde ABD’nin, İsrail’in, İngiltere’nin, Almanya’nın, Fransa’nın, dönem dönem Rusya’nın istihbarat teşkilâtlarının dahli vardır.
Bugün Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Akdeniz’de bizim karşımızda kurulan tezgâhlara baktığımızda hepsinde aynı elleri görürüz.
PKK bölücü terör örgütü ile FETÖ terör örgütüne hangi ülkelerin hamilik yaptığına, koruma sağladığına, kullandığına bakınca yine aynı ülkeleri, aynı elleri görürüz.
Dün Demokrasi ve Özgürlük Ada’sının açılışı ile;
1. Menderes ve arkadaşlarının emanetine sahip çıkılmıştır. Onların isimleri yaşatılırken, ellerine kan bulaşmış cuntacıların isimleri silinip gitmiştir.
2. Dönemin Genelkurmay Başkanının, Deniz Kuvvetleri Komutanının isimleri cuntacılara inat yaşatılırken, kurum olarak ordumuza sahip çıkmanın erdemi de gösterilmiştir.
3. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel başkanı Bahçeli; milli iradenin bugün Cumhur İttifakı ile yaşatıldığına vurgu yapmışlardır.
4. Gözlerimiz muhalefet cephesinden kimseyi aramamıştır. Çünkü bugünkü yönetimleri, çizgileri ile bu vefa töreninin ruhuna yabancıdırlar. HDP’yi içlerine katıp millete yabancılaşanların dünkü törende ne işi olabilir?
Yazımızı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarihe not düşen sözleri ile bitirelim:
"Ülkemizdeki tüm darbelerin ve cunta hareketlerinin temel karakteri milletimizin değerlerine ve tarihine düşmanlıktır.
“Sadece darbe yapanları değil, 'daha ne bekliyorsunuz' kışkırtmasıyla ordumuzun içine darbe virüsünü de sokanları bu millet asla affetmeyecektir.
Menderes'e hangi inançla saldırdılarsa, rahmetli Özal'a, şimdi de Cumhur İttifakı’na aynı nefret duygularıyla yöneldiler.
"Dün ezandan, İstiklal Marşı'ndan, bayraktan, birliğimizden ve beraberliğimizden rahatsızdılar, bugün de rahatsızlar.
“Ülkemizde bugün demokrasimize gölge düşürmeye çalışanlara dikkat edin. Hepsi de 27 Mayıs hayranıdır..."