“Gezi’nin yıl dönümüymüş, ne olmuş bu “gezi”de de yıl dönümünde tekrar aynı şekilde sokaklara çıkılsın diye tahrik ediliyor insanlar…
Yeniden bir “gezi” tantanası niye koparıyor bu tantanacı güruh, güzel olan, muzaffer olan, mukaddes olan ne olmuş da tekrar o bahane ile sokaklara çağrılar yapılıyor…
Olan gayet açık bir şekilde orta da değil mi..?
Milletin malı olan araçlar, iş makinaları, belediye otobüsleri yakıldı, milletin ambülansları tahrip edildi, yakıldı, hatta içinde hasta varken ambülanslara tecavüz edildi, milletin işyerleri taşlandı, camları kırıldı, günlerce şehrin en önemli meydanı trafiğe kapatıldı..!
Taksimden başlayarak ülkede etkisini gösteren tarihi tantana milyarlarımıza mal oldu. Faizler yükseldi, her bir vatandaşımızın borcu çoğaldı, ihtiyaçlarımız pahallılandı..!
Emperyalizmin burunlarına halkayı takarak istediği gibi kullandığı çocuklarımız, polis abileriyle karşı karşıya getirildi, atıştılar, vuruştular, dövüştüler, ölüştüler, zavallı çocuklarımız..!
Günlerce şehir gaz bulutu altında soluksuz kalmış, nefesi kesilmişti...
Taksim meydanında öyle birgaz sıkılmıştı ki; Tarlabaşı sırtlarından Şişhane yokuşunu yalayarak rüzgarın yardımıyla Haliç’i karşıya geçmiş Cibali’den Fatih tepesine ulaşmış, yaz mevsimi icabı sıcaktan dolayı camları açık olan Fatih camisinde safta namaza durmuşken gözlerim yakan gaz nefesimi kesmişti..!
Ne uğruna..!
O gazlı ve toma’lı müdahaleye çocuklarımızı yok yere sokağa dökerek muhatap eden zihniyet bundan yüz sene evvel İstanbul İşgal edildiğinde İngiliz’le arası sıkı fıkı muhabbetleri olan işbirlikçi zihniyet değil de nedir..!
Taksim meydanını daha düzenli hale getirecek bir çevre düzenlemesi adına yerlerinden sökülüp başka bir yere nakledilecek olan üç beş ağaç için miydi..!
İlk etapta öyle lanse edildi, ağaçlar kesilmesin istiyordu çevre sakini halkımız, sözde..!
İstanbul tarihinde hiç olmadığı kadar ağaç diken ve yeşillendiren bir yönetime karşı hemde..!
Ama fazla geçmeden ağzındaki baklayı çıkarıverdi beyni Alobora olmuş kullanışlı, tantanacı zanatçı, “mesele sadece ağaç mı zannettin, arkadaş” diyerek..!
Halkın televizyonlardan, sinemalardan, tiyatrolardan, reklam filmlerinden tanıdığı, sanki aileden biri gibi yakın hissettiği, bu yüzden sempatik karşıladığı ve hatta yolda karşılaştığında birlikte fotoğraf çektirmekten mutlu olduğu meşhur bir kısım kullanışlı tipler yine piyasaya çıktılar “gezi” yıldönümünde.
Kötü yola düşüp bedenini kullandıranlar çok daha onurludur bu beynini kullandırıp vatanlarını zaafa uğratarak küçük düşürmeye çalışan tantanacılar yanında, yine bir şekilde piyasada kullanımdalar…
Benzer kumaştan bir kısım köşebaşı yazarı da kalemlerine kuvvet “gezi” tantanasından çakma bir “kutsiyyet” devşirip destanlaştırma peşinde…
İhanet değil de, sanki vatan millet aşkıyla verilmiş bir kurtuluş mücadelesiymiş gibi empozelerle kanı kaynayan ve olan biteni sıhhatli bir şekilde değerlendirmeye müsait olmayan çocuklarımızı sokağa döküp puşt’ca öldürmek istiyorlar..!
Bir kısmı bilerek, büyük bir kısmı da bilmeyerek ülkemizi ve geleceğimizi öğüten değirmene su taşımaktan geri durmuyor bir türlü..!
Tek dertleri geçtiğimiz günlerde Okmeydanı’nda başardıkları gibi yeni ölümlerin olması ve tekraren o ölümlerin suiistimal edileceği yeni gösteriler…
Ve bu kısır döngü içinde ülkenin zayıflatılması… Sonra dış enfeksiyonlara gayet açık, manipüle edilebilir kullanışlı bir ülke ve millet…
Hamdolsun ki yapılan tantanalara aldanıp zokayı yutmadı millet, her türlü işbirlikçiyi kullandılar yine tutmadı, askerdekini, cüppelisini, okuldakini, camidekini kullandılar, ama yemedi..!
Yalnız kaldılar, millet bu tantanacıları ve hamisi baş gürültücü CHP yi iktidarsızlığa mahkûm etti..!
Ve yemeyecek,1000 yıldan fazla süredir yürüyen medeniyet gemisi tekrar rotasına oturmuştur, Ve hiçbir organizasyon onu yolundan saptıramayacaktır..!
Dileğim, sokağımın bitli it ’inin bile peşine düşmeyeceği onursuzların peşine tek bir insanımın dahi gitmemesi..!