Film yönetmeni olsam ve birileri de şimdi anlatacağım olayı senaryo diye elime tutuştursa, çekeceğim film kesinlikle komedi filmi olurdu ve adını da "Arsız Tilki Pusuda" koyardım.
Neden komedi.
Çünkü olay baştan sona komedi.
Neden "Arsız Tilki Pusuda"
Çünkü işi planlayan akıl tam bir dayak arsızı.
Suriye'de, Irak'ta, Akdeniz'de, Afrika'da, desteklediği PKK/YPG'nin yanında yemediği dayak kalmadı ama öylesine arsız ve pişkin ki hiçbir şey olmamış gibi bildiği yolda sürünmeye devam ediyor...
Peki, neden tilki?
Esasen iş kurnazlık isteyen bir iş. Bu nedenle tilki.
Ama kurgu, işe ve işin başındaki kişiye bakıyorsun. Ne tilkiye benziyor ne de kurnaza.
İyi güzelde o zaman neden bu ismi verdin?
Dedik ya komedi diye bir ironide biz yapalım...
Neyse lafı çok uzattık ve buraya kadar işin hikâye tarafını konuştuk.
Şimdi gelelim esas konuşulması gereken meseleye, yani olayın özüne.
Olay gerçekten üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir mesele ve tam anlamıyla bir rezalet...
Olaya gelince...
Şeytan Amerika...
Güvendiğim bir kaynak Amerika Başkonsolosluğunun Bursa'da bulunan Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile temasa geçerek Türk-Amerikan dostluğu adı altında ziyaretlerde bulunmak istediğini söyledi.
İşin öznesi Amerika olunca, "Düğün değil bayram değil, bu ziyarette neyin nesi ..." diye işkillendim.
İçimden bir ses, "Teksas'ın koyunu sonra çıkar oyunu! Sen gel bu işi yakından takip et" dedi.
Ben de içimdeki sese kulak verdim ve aklımdaki tüm deli sorularla olayı mercekledim. Takip sonu o deli soruların hepsine cevap buldum.
Ne mi buldum?
Az sonra...
Bizim tilki zannettiğimiz meğer tatlı su kurnazıymış...
30 Mart 2023, Perşembe
Bursa
Konsolosluk adına düzenlenen tanışma toplantısı ve toplantıya katılan Christina Mestre.
Christina'nın kartvizitinde şöyle yazıyor;
"Amerika Birleşik Devletleri Başkonsolosluğu Siyasi İlişkiler Sorumlusu"
Bayan Christina her toplantıda olduğu gibi operasyona, salonda sempati toplama ve ortam yumuşatma faaliyetleri ile başlar.
Ardından oluşan atmosferi fırsata çevirerek salonda bulunanları soru yağmuruna tutar.
Tercümanın birbiri ardına sıraladığı sorular esasen iki ana başlığı kapsamaktadır.
Seçimler ve Savunma Sanayi
Gelelim zehrini akıttığı o tuzak soruların neler olduğuna.
Amerika'yı Ne İlgilendirir...
Burada tüm sorulanları yazma imkânım yok ancak vereceğim örneklerden işin maksadı zaten anlaşılacaktır. İşte o sorulardan birkaçı;
- Seçimlerle ilgili beklentileriniz neler? Seçim sathını nasıl görüyorsunuz? Sizce kim kazanır?
- İş ile ilgili kararlar verirken siyaseti göz önüne alır mısınız?
- Bursa'da savunma sanayi ile ilgili ne gibi çalışmalar var, bu konuda ne tür yatırımlar planlanıyor?
- Sanayi şehri Bursa'da yedek parça üreten fabrikalar neden aniden silah sanayine üretim yapar hale geldiler? Bu değişime neden ihtiyaç hissetiniz? Bu işe sizi devlet mi teşvik etti yoksa siz kendiniz mi karar verdiniz?
Aslında Christina Mestre denilen CİA beslemesinin yaptığı iş düpedüz ajanlık, toplantı bahanesiyle istihbarat toplamak. Bu çok net.
Amaç da belli. Amerika aklınca buradan gelen bilgileri değerlendirerek Anadolu'da uygulayacağı stratejiyi belirleyecek.
Ancak Amerika'nın aklı edemediği, aklı yetmediği için göremediği bir husus var.
Türk Milleti gözünü açtı.
Bursa'da Osmanlı Tokadı
Salonda bulunan konuklar sorulara sorularla cevap vererek, Amerika'nın teröre verdiği desteği her fırsatta yüzüne vurarak, Amerika'nın Irak ve Suriye politikalarını, ikiyüzlü siyasetini yerden yere vurarak Christina'ya salonu dar ettiler.
Tatlı su kurnazı Amerikan heyeti öylesine zor anlar yaşar ki sonunda çareyi salondan kaçmakta buldu.
Tartışmaların hararetle sürdüğü bir an da heyet aniden kalkarak salonu terk etti.
Kısacası Osmanlı yatağı Bursa, oyunu bozdu.
Peki ya diğerleri?
Bu ajandan bozmalar başka hangi illeri ziyaret ettiler.
Bence üzerinde durmalı...