ABD'nin Irak'ı işgal günlerinde sık sık duymaya başladığımız bir kelimeydi ''evanjelistler'... Bağdat'ı bombalamak üzere ilerleyen tanklarına, inciller haçlar bağlamış askerler geliyordu alay alaya, ardından Felluce başta olmak üzere, Ebu Gureyb ve diğer hapishanelerde, dünyada bir eşi daha görülmemiş insanlık suçlarına imza atmışlardı.
Kimdi bu evanjelistler?
Yaptıkları insanlık dışı tüm işgalleri, işkenceleri, haksızlıkları, İncil ile Tevrat ile bağıntılı şekilde içselleştiren bir vahşetin temsilcileri miydiler? Yoksa, reel diplomasi denilen ve aslında çok sert bir menfaatler kapışması olan soğuk savaşın kullanışlı bulduğu bir maske-argüman mıydı evanjelizm? Veya 'neocon''lar dedikleri ve ABD derin devlet politikasını örgütleyen yeni-den muhafazakarlar mıydı, evanjelizmi gündeme sürenler?
Bu üç önerme de birbiriyle ilişkili ve geçişli oldukları için, evet hem dini anlamıyla, hem diplomasi açısından kullanışlı oluşuyla, hem de politik esaslar bakımından kurucu işlev görmesi hasebiyle, 'evanjelizm' ABD için, dünya hakimiyetinin yolunu çok insafsızca açacak bir imkan olarak görülmektedir...
Bildiğiniz üzere 2.yüzyılın ilk asrından itibaren okunmakta olan dört önemli İncil vardı, Markos, Yuhanna, Matta, Luka tarafından yazılı hale getirilmiş bu İncillere, daha sonra 'kanonik İnciller' adı verildi, diğer sahifeler, İncil olarak okunanlar ise, apokrafik kabul edildi. Bu dört İncil'in her birisine ''Evanjel' denmektedir, Yunanca'da 'îyi haber'' anlamına gelir. (Habeş dilinde ''wangel'' olarak telaffuz edilen İncil'in, Batı dillerine evanjel olarak geçmiş olabileceği söylenmektedir.)
Evanjeller için dini kaynak; kutsal kitaptır ve kitap bir bütündür, İncil ve Tevrat olarak birbirinden ayrılmaz, Ahit, Ahit'tir onlar için. Böylece 27 bölümlük bir kutsal kitabın tümüyle hareket edilir. İlk 4 bölümdeki Hz.İsa ile ilgili kısımlar (4 kanonik incil), adeta şiirsel mütemmim cüzlerdir, aslolan Tevrat ve Musevilik şeriatıdır. Bu açıdan Evanjelist Hristiyanları da, aslında ''Musevi Hristiyanlar' olarak adlandıran pek çok araştırmacı vardır. Bu otoriter bakış açısıyla, sert bir 'yahudicilik' , 'yahudileşme' çıkar ortaya...
İşte bugünlerde sıkça konuşulan ''kızıl renkli düve' hadisesinin bile, bu evanjelik yorumun bir parçası olduğunu çok kolayca anlayabiliriz. ABD dış politikasına yön veren neo-con'ların, savunma ve saldırı stratejilerinin, küresel finans sisteminin, hasılı ABD-İsrail ortaklığının asıl su içtiği menba, işte bu evanjelik aşırılıktır...
Ve ''Armaggedon'... Hristiyan eskatolojisine göre, dünyanın sonunda yapılacak olan büyük savaştır. Bu kehanete göre: Bir tür kıyamet savaşı gerçekleşecek ve sonunda Sion Krallığı kurulacaktır, Sion Krallığına mensup olmayanlar toptan imha edilecek veya hayatta kalmalarına müsaade edilenlerse köle olarak yaşamlarını sürdüreceklerdir...
Bu eskatoloji, sadece siyonistleri sürüklemiyor, yahudicilik yapan hristiyanları (evanjelleri) da sürüklüyor. Zaten ''Kıyamet Savaşı''nı Sion Krallığının kuruluş şartı olarak fikri sabit haline getirmiş kişiler için, ne dökülen kanın ne de soykırımın ahlak dışılığının her hangi bir önemi var...
''Tarihin sonu'' ile ilgili herhangi bir hukuk kaidesi, insani ölçülülük, ötekine saygı hatta başkasına dair merakı dahi kabul etmeyen bu bağnaz kehanetçiliğin, aslında ne kadar dünyevi olduğu gerçeği, ne kadar insan karşıtı bir düşmanlık barındırdığı hakikati ise bu abartılı hamasetin belki de en zayıf noktalarıdır.
İnsanlık cephesi, yani seçkin olmayanlar, yani yahudi ve evanjel olmayanlar, dünyanın farklı milletleri, insanlık adına bozgunculuk anlamını taşıyan bu kana susamışlığı bugün Gazze özelinde yaşananlar itibariyle reddediyor.
İnsanlık, bu kör gözlü ırkçılık söylemini asla kabul etmediğini yüksek sesle beyan ediyor. Kendini bebek katillerinden ayrıştıran milyonlarca insan var. Kalbi olan, ruhu olan, vicdanı olan milyonlarca insan, kehanetlerle vahşetine vahşet katan bu şeytani sapkınlığa 'dur' demek adına ayakta...