15 Temmuz Anadolu’yu işgal teşebbüsünü püskürten halkı o gece cûş u huruşa getiren, minarelerden yurt sathına yayılan salâ ve tekbirlerdi. Tekbirlerle Anadolu işgalcinin elinden alındı.
İşgalciyi defeden halk meydanları bırakmadı. Yaklaşık bir ay meydanlarda çoluk çocuğuyla yatan halk dilinden de tekbiri eksik etmedi. Ondan daha büyük bir silâh, ondan daha emin bir sığınak mı vardı da tekbir getirmekten vazgeçeklerdi! Tekbir, salâ ve dualarla meydanlar Müslüman Anadolu halkının elindeydi.
15 Temmuz gecesi bazı yerlerde Batıcılar camileri basıp salâ okuyan müezzinlere saldırmışlardı. 15 Temmuz sonrası günlerde de minarelerden okunmaya devam eden salâ ve tekbirlerden de rahatsız olan Batıcılar, o dönem psikolojik üstünlüğü elinde bulunduran Müslüman Anadolu halkına seslerini çıkaramadılar. Bu ahval içinde hiç beklenmeyecek bir şey oldu ve minarelerden tekbir ve salâlardan rahatsızlığını bir ilahiyat fakültesi dekanı dile getirdi. Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse, “Allahu ekber sesinin demokrasi sesini bastırmaması gerekiyor” dedi!
100 yıl önce Anadolu’yu “Allah Allah” diyerek kurtaranlar arasında sağ kalabilen halka, “Siz şöyle kenara çekilin, ülkeyi biz yöneteceğiz. Bundan sonra da “Allah Allah” demek de yasaklanmıştır” denilmesine benzer bir durumla karşılaşmıştık.
Çin virüsünün ülkemizde de tesirini göstermesiyle birlikte minarelerde tekrar salâ ve tekbir okunmaya başlandı. Bundan kimlerin rahatsız olduğunu söylemeye gerek yok. İki gün önce, 15 Temmuz’daki dekan vakasının bir benzerini yaşadık.
Kendinden bir şekilde bahsettirmeyi becerebilen Bülent Arınç minarelerden salâ ve tekbirlerin okunmasından rahatsız olmuş. Rahatsızlığını da takva gösterisi yaparak ifâde ediyor. Minareden salâ okumanın bid’at olduğunu söylüyor. Ben burada genel anlamda bid’at mevzusuna girmeyeceğim. Çünkü Arınç’ın derdi bid’at, haram, helal değil.
Arınç’ın minarelerden okunan salâ “bid’at”ine hassasiyet gösterecek kadar takva sahibi olduğuna inansaydım bu yazıyı yazmazdım. Lâkin, Fethullahçı terör örgütünün İslâm dinini ifsad faaliyetlerine bırakın tepki göstermeyi sonuna kadar destekleyen Bay Arınç’ın “bid’at”e karşı hassas olacağına beni kimse inandıramaz.
FETÖ’nün ifsad faaliyetleri arasında en büyüğü olan kelime-i şehadetten Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) adını çıkarmasına ses çıkarmayan Bay Arınç minareden salâ okunması “bid’at”ine karşı öyle mi!
Bu da bu senenin Ramazan fıkrası olsun.
Öyle ya hep Bektaşi fıkraları mı dinleyeceğiz biraz da Arınç fıkraları dinleyelim!
Yalnız bu fıkralar hiç güldürmüyor!..