ABD, Trump yönetiminin kararlarıyla radikal teokratik bir devlet gibi hareket ediyor.
Casuslukla suçlanan ve hakkında yargı süreci devam eden bir papaz için radikal kararlar alabiliyor.
Papaz benzeri bir terör örgütü liderini ülkesinde besleyen, Türkiye’nin onca talebine rağmen onu vermeyen ABD söz konusu kendi papazı olunca akıl, mantık ve diplomasi kurallarını hiçe sayarak eşine ender rastlanabilecek bir çelişki sergiliyor.
‘Ver papazı al papazı’ deniyor, ‘Sen ver ben vermem’ diyor.
***
Öte yandan kendisinin de içinde, daha doğrusu başında bulunacağı Mısır, Ürdün ve Körfez ülkelerinin katılacağı bir ‘Siyaset ve Güvenlik Paktı’ oluşturmaya çalışıyor.
‘Ne var bunda?’ diyeceksiniz.
Şeytanlık var.
***
Önce şu bilgiyi hatırlatmakta fayda var.
Trump’ın yardımcısı Pence’in fanatik bir Evangelist olduğunu artık herkes biliyor. Trump’ı istedikleri gibi yönlendiren Evangelistlere göre Hz. İsa kıyamete yakın gökten inecek ve yeryüzüne hakim olacak, ancak bu hakimiyet İsrail’in Armageddon’da ‘büyük zafer’ kazanmasıyla mümkün olacaktır.
Evengelistler ya da başka bir ifadeyle mevcut ABD yönetimi daima İsrail’in yanında duracak, İslam ülkelerinin karışmasını sağlayacak, tam bir kaos ortamı oluşacak, böylece Hz. İsa’nın gelmesi öne alınacak ve Hristiyanlık yeryüzüne hakim olacakmış!
‘Tanrı’yı kıyamete zorlama’ safsatası!
ABD’nin İslam ülkelerindeki kargaşayı körüklemesi ve yaptırımlar uygulamasında diğer faktörlerin yanı sıra Evangelist düşüncenin de payı vardır, dersek abartmış olmayız.
***
Şeytanlık meselesine dönecek olursak.
ABD bir taraftan kendi yönetiminde Mısır, Ürdün ve Körfez ülkeleriyle ‘Siyaset ve Güvenlik Paktı’ oluşturmayı planlarken, diğer taraftan da ARAP NATOSU anlamına gelecek bir ordu oluşturma peşinde.
Trump bu amaçla, 12-13 Ekim’de Körfez liderlerini topluyor.
Suudilerin liderliğinde askeri bir güç tesis etmeyi planlıyor.
İşin şeytanlık tarafı bu askeri gücün İsrail’in işgaline ses çıkarmayıp tek hedef olarak İran’ı belirlemiş olmasıdır!
***
Asıl hedefi İsrail’in Filistin işgaline meşruiyet kazandırmak olan ‘Asrın Pazarlığı’ da yine ABD himayesinde kimi Arap ülkelerinin kurguladığı bir tuzaktan ibaret.
Yani kurulacak ordu İsrail’in işgaline ses çıkarmayacak, aksine Filistinlilerin Sina’ya sürülmesine destek verecek ve bütün bunları da İran’ın yayılmacılığına karşı mücadele ediyor gerekçesiyle maskeleyecek!
Daha açık söylemek gerekirse, Evangelistlerin etkisi altındaki ABD yönetimi İran tehdidini kullanarak İsrail’in güvenliğini sağlamaya çalışıyor.
***
İran Dışişleri bakan yardımcısı Behram Kasimi ARAP NATOSU’na ‘Sadece slogan’ yorumu yapmış, ama İran’ın neticede Evangelistlerin amacına hizmet eden politikaları takip ettiğini belirtmezsek gerçeği saklamış oluruz.
Maalesef İran takip ettiği politikalarla ABD’nin Arapları kullanmasına sebep olurken, dolaylı olarak İsrail’in güvenliğine katkı sağlamaktadır.
ABD’nin kurmayı planladığı ‘Siyaset ve Güvenlik Paktı’nı, ABD siyaseti ve İsrail Güvenliği olarak tercüme edebiliriz.