Filistin'de çatışmalar ve İsrail'de değişen iç politik dengeler, Suudi Arabistan'ın devreye girmesiyle 2002 yılının mart ayında ortaya konan Orta Doğu Barış Plânına kadar herhangi bir gelişmenin oluşmasını sağlayacak bir zemin oluşmasına engel olmuştur. Arap Barış Plânı olarak da geçen Plânın öne çıkmasında, içeriğinden ziyade Suudi Arabistan'ın süreçte aktif rol oynama yönündeki hareketliliği yatar. Kral Abdullah'ın barış girişimi, 17 Şubat 2002'de halka duyurulmuştur.
12 Mart 2002 tarihli BM Güvenlik Konseyi'nin 1397 sayılı kararı, Filistin Devleti kuruluşunu desteklemektedir. Yine gelişmelerin önünü kesmek için gerçekleştirilen saldırılardan bir diğeri 27 Mart 2002 tarihinde HAMAS tarafından gerçekleştirilmiş ve bombalı saldırı sonucu 30 İsrailli ölmüştür. Zinni güvenlik çalışma plânı İsrail tarafından kabul edilmiş ancak Filistinliler kabul etmemiştir.
Yol haritası, yapılan birkaç değişiklikle 28 Mart 2002'de Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta gerçekleştirilen Arap Birliği Zirvesi'nde onaylanmış ancak Lübnan'ın topraklarında bulunan mültecilerin evlerine dönmeleri konusunda madde talep etmesi, Suriye'nin de Golan Tepeleri'nden çekilmenin Orta Doğu Barış Sürecinin şartı olduğunu öne sürmesiyle karşılaşılmıştır.
29 Mart 2002 tarihinde İsrail Ordusu, Koruyucu Kalkan Operasyonu başlatarak Batı Şeria'yı yeniden işgal etmiş ve Arafat'ın Ramallah'taki karargâhını kuşatmıştır. ABD devreye girerek Dışişleri Bakanı Powell, Arafat ile Ramallah'ta görüşmüş, ancak görüşmeden şiddetin sona erdirilmesi ve müzakerelere dönülmesi sonucu alınamamıştır. ABD ve BM'nin araya girmesi sonucu 2 Mayıs 2002'de Arafat'ın karargâhı etrafındaki kuşatma kalkmıştır.