İçeride Kürt açılımı ve demokratikleşme, dışarıda ise Arap Baharı, yani Arap sokağının daha çok özgürlük ve hak talebi PKK’nın fikri dayanaklarını zayıflattı, ideolojik olarak altını oydu. Devlet değiştikçe ve örgütü masaya çağırdıkça PKK masayı tekmelemeye, tüm görüşmeleri silahlı alana çekmeye çalıştı.
Aynı şekilde örgüt Arap Baharı’nda da çok kötü bir sınav verdi. Ayaklanmaların ilk günlerinde ne olduğunu doğru dürüst anlayamayan PKK ve uzantıları sıranın Türkiye’ye geleceğini, burada da ‘Türkiye Baharı’nın yaşanacağını iddia ettiler. Oysaki Türk baharı yaşanalı çok oluyordu ve asıl değişmesi gereken devletten çok örgüttü.
PKK Suriye’de de çok kötü bir sınav veriyor. Yıllardır ezilen ve meşru haklarını isteyen Suriye halkını ve en önemlisi mazlum Suriyeli Kürtleri değil de Beşar Esad diktatörlüğünü destekliyor. Hatta Suriye Kürtlerinin Şam’a karşı ayaklanmasını engellemeye çalışıyor, bu uğurda kilit Kürt isimleri ya susturuyor ya da öldürüyor.
Kendisini Kürtlerin savunucu ve bir özgürlük hareketi olarak lanse eden PKK diktatörlerin yanında yer alırken Irak ve Suriye Kürtleri ile Türkiye devleti örgütün tam aksine Arap halklarının hak ve özgürlük taleplerini sonuna kadar destekliyor...
***
PKK, Suriye yönetimini rahatlatabilmek için bir yandan Suriyeli Kürtleri baskılıyor, diğer taraftan ise sınırın Türkiye tarafında devlet ile Kürtlerin anlaşmasına mani oluyor. Ankara’nın tüm iyi niyetli çabalarına rağmen Kürt sorununda bir türlü meşru muhatap bulamamasının asıl nedeni de bu. PKK’nın en hassas günlerde yaptığı anlamsız görünen sabotaj tarzı saldırılarının nedeni de bu... İçeride ve dışarıda yaşanan doğal değişimin parçası olamadığı için PKK’nın taşeron özellikleri artıyor ve ayakta kalabilmek için başkalarına hizmet etme ihtiyacı daha bir belirginleşiyor. Anlamsız sandığımız PKK saldırılarının pek çoğu aslında gerçek PKK saldırısı değil ve bunların PKK dışı pek çok sebebi var...
Bir bakıyorsunuz Türkiye’nin İsrail ile ilişkileri bozuluyor, hemen ardından PKK saldırılarını arttırıyor... Bir bakıyorsunuz Suriye ve İran ile ilişkilerimiz bozuluyor, PKK büyük çaplı saldırılar düzenliyor...
Kısacası içeride demokratikleşme, dışarıda ise Ortadoğu’nun yeniden yapılanması bir yönden PKK’nın fikri zeminini çökertirken, diğer taraftan örgütü yerel olmaktan çıkartıyor.
***
Tasvir etmeye çalıştığımız ilişkiler ağı ne yazık ki yaz ayları boyunca yeni saldırıları getirebilir. Özellikle Suriye, Türkiye içinde patlak verecek çatışmaları kendisini rahatlatacak bir gelişme olarak görüyor. Dolayısıyla müttefikleri de onun rahatlamasına katkı verecektir. Diğer taraftan İsrail’de etkili bir grup Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için her şeyi yapmaya hazır. Hatırlayacaksınız, PKK’yı Türkiye’ye karşı kullanma fikri İsrail Bakanlar Kurulu’ndan bile tartışılmıştı. Dolayısıyla İsrail uçakları Akdeniz’de belirdiğinde PKK da karakol basarsa şaşırmayacaksınız.
Özetle İsrail, Suriye ve Suriye’nin dostları PKK ile işbirliğinde alışılmadık bir mutabakat içinde görünüyor. Neredeyse hiçbir konuda anlaşamayan bu ülkelerin üzerinde anlaştıkları bir diğer konu da Arap Baharı’na karşı olmaları, yani statükoyu savunmaları.
Görünen o ki bu yaz oldukça sıcak geçecek... Umarız şer düşünceler sadece sahiplerine zarar verir ve Ortadoğu’ndan yükselen çöl sıcakları ülkemizi sadece teğet geçer.