Bu iki kelimeyi muhtemelen gün geçtikçe daha fazla duyacaksınız. Bazı bilim insanları, yanlış gıdaları tercih eden insanların gizli açlık sebebiyle yetersiz vitamin aldığını söylüyor. Gizli açlığın dünyaya maliyeti ise tam 3 trilyon dolar!
Geçtiğimiz günlerde Almanya’da düzenlenen 3. Uluslararası Gizli Açlık Kongresi’niiçin Shuttutgart’daydım. ‘2015 Sonrası Gündem ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri: Bugün neredeyiz’ temasıyla düzenlenen kongrede, niteliksiz beslenme durumunda, mikro besin öğelerinin yetersiz alımıyla oluşan ‘Gizli Açlık’ konusunun küresel boyutu konuşuldu. Peki nedir gizli açlık?
Gizli Açlık, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sık görülen küresel bir beslenme sorunu. Gizli açlık, henüz Afrika’daki açlığı bitiremeden insanlık tarihine geçmiş oldu. Uzmanlar ‘doydum’ diyerek sofradan kalkan, öğün atlamayan birçok insanın bile yanlış gıdalar tercih ettiği için yanlış beslendiğini iddia ediyor. Kongrede gördüğüm bu konudaki veri akışının yeterli olmadığı.
Analizler için web tabanlı testler ve cep telefonu uygulamaları hazırlanmış. Bu uygulamar sayesinde tüketilen veya hiç tüketilmeyen yiyecekler tespit ediliyor. İnsanların gönüllü katılımı genel olarak Avrupa, ABD ve İngiltere ile sınırlı. Bizlerin uygulamaları indirme ve testlere katılma imkanımız yok. Diğer taraftan kongrede kullanılan dünya genelindeki ifadeler aklımı karıştırmadı desem yalan olur.
Türkiye’den tek güvenilir uygulama
Kongreye Türkiye’den tek katılımcı kurum Sabri Ülker Vakfı’ydı. Vakıf Genel Müdürü Begüm Mutuş, Sabri Ülker Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tanju Besler, Hohenheim Üniversitesi Beslenme Bölümü Başkanı Prof. Hans Konrad Biesalski, Uluslararası Yaşam Bilimleri Ensitüsü Direktörü Diana Banati’nin katıldığı basın toplantısında, Sabri Ülker Vakfı’nın ‘Dengeli Beslenme Testi’ adıyla Türkiye’yedeki uygulamasından haberdar olduk. Begüm Mutuş, Türkiye’nin beslenme alışkanlıklarını belirlemek üzere dijital uygulamalara ağırlık verileceğini belirtti.
Çinko eksikliğinde liste başıyız
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Türkiye’yi de çinko yetersizliğinin görüldüğü Mısır, İran, Irak, Hindistan, Çin, Pakistan gibi ülkelerin başında gösteriyor.
Ülkemizde beslenme sorunları ve metabolik hastalıklara bağlı ölüm oranı yüzde yüzde 5,1’e ulaşmış durumda. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2013 sonuçlarına göre, 5 yaş altı her 10 çocuktan 1’i bodur kalırken; yine 5 yaş ve altı çocukların yüzde 4.1’inde aşırı zayıflık sorunu yaşanıyor. Sanırım yemek yerken ne yediğimizi tekrar tekrar gözden geçirmek, mideyi şişirmekten çok vücudumuza gerekli vitamini ve minareli taşıyan besinleri tercih etmemiz hayati bir mesele. Her zaman söylediğim gibi; yediklerimizin içeriğini mutlaka bilmeliyiz. Markalar annemiz değil. Genetik yapımız elbette çok önemli ama sağlığımız yemek yeme tercihlerimizle doğrudan ilgili.
Sonuçlara göre Türkiye’de
- Her 10 kişiden sadece 3’ü her gün meyve tüketme alışkanlığına sahip.
-Her 4 kişiden yalnızca 1’i, günde 1 defa çiğ veya pişmiş sebze tüketiyor.
- Bireylerin yalnızca yüzde 17’si günde 1 kez tam tahıllı ekmek tüketiyor.
- Haftada 1 saatten az fiziksel aktivite yapanların oranı yüzde 53,5.
- Bireylerin yalnızcayüzde 19’u haftada 1-3 saat ve üzeri fiziksel aktivite yapıyor.
Sabri Ülker Vakfı’ndan ‘Dengeli Beslenme Testi’
Sabri Ülker Vakfı’nın geliştirdiği bu testi şu ana kadar binin üzerinde kişi cevaplamış. Vakıf web sitesinden rahatlıkla ulaşılabilen testi bu yazıyı yazmadan hemen önce ben de yaptım. Testin kullanımı rahat. Ancak içecek bölümündeki cevaplarda ‘hiç içmiyorum’ tercihi bulunmuyor. Hiç içmediğim meyve suyu ve Türk kahvesi için ‘Nadiren’ sekmesini tıklamak zorunda kaldım. Ayrıca granül kahvenin ayrı tutulmaması ve ‘Ne kadar su içiyorsunuz’ sorusunun yer almaması da anlayamadığım bir durum. Sonuç olarak testin biraz daha incelikli hale gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Sağlık sorununuz, alerjiniz yoksa ve cevaplarınız testte mevcutsa, tamam. Peki ya benim gibi bazı gıdalara (süt gibi) alerjiniz varsa ve bazı cevaplar şıklarda yoksa ne olacak? Belki de dünyadaki tüm testleri kişilere göre özelleştirmek gerekiyor? Bu konuyu uzmanlara bırakalım.