Dünya basını, Kuzey Kore-ABD hattındaki krize kilitlenmişken, son yılların en büyük katliamına karşı üç maymunları oynuyor.
Myanmar, Arakan'da Rohingya Müslümanlarını katletmeye devam ediyor. İnsan hakları ve demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden Avrupa'nın gözleri, kulakları da sağır Myanmar'a. Almanya'da 24 Eylül'de seçim olacak, adaylar vizyonsuzluğun tarihini yazıyor. Avrupa gazeteleri, bu seçime, göçmen karşıtlığına, yükselen aşırı sağın oluşturduğu gündeme odaklanmış durumda. Arakan'da yaşanan katliamları görmemeyi tercih eden bir küresel sistem ile karşı karşıyayız.
Katledilenlerin sayıları binlerle, göç ettirilenlerin sayısı onbinlerle ifade ediliyor ancak Birleşmiş Milletler, uluslararası toplum ve uluslararası medya konuyu henüz yeni yeni ele almaya başladı.
Birleşmiş Milletler, her krizde olduğu gibi Rohingyalı Müslümanların maruz kaldığı katliamda da "Dünya beşten büyüktür" mottosuyla BM sisteminin adaletsizliğini teyit eder şekilde davranıyor. Adım atmıyor. Yetersiz kalıyor.
***
Zira, küresel sistemde İslam ve terör kavramlarını yan yana kullanmaya çaba gösteren eğilim, Arakan'da Myanmar yönetiminin Müslümanlara uyguladığı zulmü hoşgörüyor. Bu zulme yeşil ışık yakıyor. 1990'lı yıllarda önce Avrupa Parlamentosu tarafından verilen Sakharov ödülü, ardından da Nobel Batış ödülü ile dünya insan hakları kahramanı ilan edilen Aung San Suu Kyi, şu günlerde Myanmar lideri olarak son yılların en büyük zulümlerinden birisine imza atıyor. Bahanesi ise bir süredir Müslümanlara zulmün gerekçesi olarak kullanılan bahane. Müslümanlar ile terör kavramlarını yan yana gören mantık, teröristlerle sivilleri ayırma zahmetine katlanmadığı için katliamlarına devam ediyor. Küresel sistem de susuyor. Sesi çıkan tek ülke Türkiye. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bayram tatili demeden yoğun bir şekilde sürdürdüğü diplomasi ile düğmeye basıldı. Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu'nun Bangladeş'e gideceği, TİKA'nın yardımlarının Arakan'a ulaştırılacağı haberleri hep bu yoğun temas trafiğinin ardından geldi.
Çok sayıda ülke lideriyle bu konuda temaslarda bulunan Cumhurbaşkanımız, 17 Eylül'de New York'ta yapılacak olan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu gündemine de bu konuyu getirecek.
Küresel sistemin görmemeyi tercih ettiği zulüm ve katliamlara karşı dünyayı harekete geçiren bir lider ve o liderin riyasetindeki bir ülke elbette küresel hesapları bozuyor.