2017 Haccında Ümmetin kurtuluş duası Arakan içindi. Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesine bayramlaşmaya gelen 41 ülkenin Hacc'dan sorumlu yöneticileri ki aralarında bakanlar, elçiler, genel müdürler, müftüler, dini temsilciler, akil önderler de vardı... Bayram buluşmasında dikkatlerini 'Arakan'da yaşanan soykırım üzerinde birleştirdiler. Ümmetin duası ve hacc yöneticilerinin hassasiyeti, istişaresi, çıkarttıkları bildiri elbette çok değerli. Lakin Bosna faciasından sonra bunun yeterli olmadığını düşünen birisiyim. İnsanlık felaketi, işgal, işkence, tecavüz, soykırım gibi telafisi imkansız durumlar söz konusu olduğunda sivil temenniler yetmiyor, siyasi iradenin, diplomatik tedbirlerin ve askeri savunmanın devreye girmesinden başka seçenek kalmıyor geriye...
Kaçımız Arakan'ın yerini biliyoruz haritalarda? Arakan'a Arakan demek bile yasak, oysa 'rükn' gibi İslami bir kelimeden geliyor o kayıp memleketin ismi. 1947 sonrası Pakistan ve Bangladeş'in Hindistan Müslümanlarından ayrışarak ulus devletlerini kurmalarıyla birlikte Keşmir ve Arakan gibi yurtlarda sahipsiz kalan Müslümanlar, ya eyalet ya özerk statü çerçevesinde bir türlü toparlanamadılar. Şimdiki adıyla Myanmar, eski isimleriyle Birmanya ve Burma (hemen her asker darbeyle adı değişen bir ülkeden söz ediyoruz) 1825'ten 1947'ye kadar İngiliz sömürgesi altında kaldı. Son cunta darbesinden sonra yedi eyaletinden birisidir Arakan. Batı sahil şeridinde ince uzun bir eyalet şeklinde uzanan Arakan topraklarında yaşayan Müslüman halka Rohingya'lar denir. Sistematik soykırımlar ve zorunlu tenkil, tehcir politikalarıyla bugün sayıları, bir milyon civarına kadar düşmüştür. 4 milyon Arakanlı çevre ülkelerde mülteci, göçmen veya vatansız statüsünde ölümle yaşam arasındaki ince çizgidedir. Rohingyaların vatandaşlık hakları, Myanmar hükümetince iptal edilmiştir. Seyahat hürriyeti, eğitim hakkı, sağlık hizmetlerinden yararlanma, mülkiyet edinme, aile kurma, çocuk sahibi olma gibi temel hakları ellerinden alınmıştır.
2016 Aralık ayında Budist rahiplerin öncülüğünde başlayan şiddet olayları artarak devam etmektedir. 26 Ağustos 2017'den itibarense Maungdaw bölgesinde köylerde yaşayan ekseriyeti kadın ve çocuk olan 850 Rohingalı öldürüldü, 1000'in üzerinde yaralı var ve son iki haftada artan şiddetten dolayı 20 bin Rohingya Bangladeş sınırlarını geçmiş, 60 bin kişi ise giremediği hududa yakın dağlık bölgeye sığınmıştır. Buthidaung ve Rathedaung'taki köyler yerle bir edilmiş, 700’den fazla ev, cami, Kuran kursu, medrese, okul ve dükkân yakılmıştır.
Myanmar Hükümeti, insanlık suçu işlemektedir.Amerika'nın öncülüğünde güya dünyayı 'özgürleştirici misyon' çerçevesinde desteklenen Nobelli lider Aung Sui Kyu, sözde bir barış perisidir! Aynı peri, her nasılsa Rohingya çocuklarının kolları palalarla doğranırken, cesetler nehirler boyu akarken, hala terörizmden bahsediyor.
Myanmar Hükümeti, Arakanlıların 1825'lerde İngiliz İdaresi döneminde Bangladeş'ten gelmiş çiftçiler olduğunu, yerli olmadığını ileri sürüyor. Oysa 1300'lerin ilk yarısında yaşamış Seyyah İbni Battuta'nın Rıhle adlı risalesinde Arakan'a ve civar adalara yaptığı seyahatlerde karşılaştığı Müslüman halk anlatılır...
Ve yerlilik tartışması hiçbir insanlık suçunu örtbas edemez zaten...
Asya Müslümanları hakkında çok az şey biliyoruz. Oysa 2017 Haccına, 221 bin hacı ile en yoğun katılım Endonezya'dan, 179 bin Pakistan, 127 bin Bangladeş hacısı da diğer yoğunluklardan...