Eğer gerçekten zehirlenmişse, Yasir Arafat’ı kim zehirlemiş olabilir?
İsviçreli sekiz doktor cesedinden alınan nümunelerle birlikte eşyalarını da inceleyip ‘‘Polonyum-210 ile zehirlenmiş’’ sonucu çıkarılan bir raporu İngiliz tıp dergisi Lancet’te yayımladı, el-Cezire TV de bunu kesin ifadelerle ekranına taşıdı; ama görüyorsunuz, ben yine de ihtiyatlı davranmayı yeğliyorum.
Bunun sebebi, Pulitzer ödüllü bilimde uzman Amerikalı gazeteci Deborah Blum’un, Wired dergisinde, ‘‘Kaani olmak için diğer raporları bekleyelim’’ tavsiyesinde bulunması... İsviçreliler, ona göre, tam da ‘‘Zehirlendi’’ dememiş, ‘‘Olabilir’’ demiş...
Dün de yazdım: ‘Polonyum-210’ zehirinin vücuttaki varlığı kısa sürede çözülüp toprağa karışıyor; doğal ortamlarda da bulunan bir madde olduğu için, uzmanlar, kesin dille konuşamıyorlar.
Turgut Özal’ın zehirlendiği kuşkusu üzerine yapılan çalışmalarda da ‘Polonyum-210’ bulunmuş ve Adli Tıp ‘‘Evet, böyle bir maddeye rastlandı, ama o kadar da emin değiliz’’ demişti... Yine aynı sebeple: Doğal ortamlarda da bulunan bir madde o ve Özal vefat edeli hayli zaman oldu...
Londra’da öldürülen Alexander Litvinenko adlı eski Sovyet ajanı ise, nispeten erken mezarı açıldığı için, ‘Polonyum-210’ kurbanı ilân edilebildi.
İsviçreli doktorlar, raporlarında, Arafat için, ‘‘Vefatından hemen sonra otopsi yapılmalıydı’’ görüşündeler... Özal için de, Arafat için de, aile fertleri, bayağı gecikmeli olarak ‘‘Zehirlendi’’ iddiasını seslendirdiler...
Üzerinde çalışılan iki rapor daha var Arafat’la ilgili, kesin kanaat belirlemek için onları bekleyeceğiz, tamam ama, ben yine de sormadan edemiyorum: Eğer zehirlendiyse, Arafat’ı kim zehirlemiş olabilir?
Hayatı boyunca 13 kez suikast girişimine muhatap olmuş biri Yasir Arafat; zehirlendiyse 14.’de başarılı olmuşlar demektir... Tabii böyle bir durumda, ilk 13 girişimi kim yaptıysa, sonuncuda da ondan kuşkulanmak doğal...
İngiliz Daily Mail gazetesi, ‘‘Bunu yapsa yapsa İsrail’in ‘Institute for Intelligence and Special Operations’ adlı birimi yapmış olabilir’’ görüşünde... Yani Mossad... ‘‘Mossad’’ diyor gazete, ‘‘Kurulduğu Aralık 1949 tarihinden beri kötü şöhretli bir örgüt...’’ Ardından da dünyanın dört bir tarafından kaçırıp İsrail’de yargılanmasını sağladığı Naziler’i teker teker sıralıyor...
Birini Uruguay’da bulmuş Mossad ajanları; küçük bir eve götürmüş, kafasına iki kurşun sıkarak öldürmüşler... Bir kamyona yüklenen cesedine kartvizit olarak ‘Hiçbir zaman unutmayacak olanlar’ notunu bırakmışlar...
Mossad içerisinde sırf suikast işinde kullanılan ajanların yer aldığı bir birim varmış; ‘Kidon’ (‘Süngü’) adlı birim...
Zehir de kullanıyor Kidon... Zehiri Nes Tziona adlı enstitüde üretiyorlar...
Bu yolla 1997 yılında öldürülmek istenen kişi, ülkemize de gelip gittiği için bilinen bir isim: Halid Meşal... O yılın 25 Ağustos’unda, Ürdün’de, Meşal’in kulağına bir sprey sıkmayı başardı Mossad ajanları; ama Ürdün istihbaratına da yakalandılar... Ürdün devleti, yakaladığı iki Mossad ajanı üzerinden İsrail’e baskı yaptı ve zehirin panzehirini alıp Meşal’in hayatını kurtardı.
Meşal bugün yaşıyorsa, sebebi, suikast girişiminde bulunan ajanların yakalanmasıdır...
Şu yakınlarda, 11 Ocak 2010 tarihinde, Dubai’de Mahmud el-Mabhuh adlı bir Hamas liderini yine bir Mossad timi suikastla öldürmüştü. Timin erkek ve kadın üyelerinin görüntüleri ve kullandıkları çakma pasaportların fotoğrafları dün gibi hafızamda...
Arafat uzun yıllar Mossad’ın hedefiydi. En az 13 kez öldürülmeye çalışıldı. Vurucu timlerle... Tunus’ta bulunduğu yere bombalar atılarak...
Neden zehirle de olmasın?
Daily Mail, sanki biliyormuş da bilmiyormuş gibi yaparak ‘‘Arafat’ın diş fırçasına bir parça ‘Polonyum-210’ sürdüler mi, ağız yoluyla zehiri vermiş olurlar’’ diyor ve ekliyor: ‘‘Evet, hayli akıl-dışı, ama hedefin kulağına zehir fışkırtmak da öyle değil mi?’’ Sonra ‘‘Filistinliler de zehirlemiş olabilir’’ iddiasını dillendiriyor...
Yerseniz...