Çocuğunuz hasta oldu diyelim.
Hastaneye geldiniz, otoparkta yer yok. Çaresiz bıraktınız yol kenarına, girdiniz.
Çıktığınızda kucağınızda çocuğunuz, halsiz, bitkin.
Bir an önce arabaya bindirip evinize götüreceksiniz, istirahat etmesi gerek…
Ama o da ne? Arabanız yerinde değil…
Sağa-sola bakın, sor-soruştur nafile…
Esnafa sorarsın, onlar bilir; “Çekmişlerdir abi” der ve verir aradığın sorunun cevabını.
Kucağında çocuğunla kalakalırsın.
Taksiye binip gitsen, araba ne olacak.
Arabayı arasan, çocuk perişan olacak.
***
Ve işte bütün bu çileye, bütün bu keşmekeşe son!
Bulunan dahiyane çözümle artık bütün bu sorunlarla uğraşmayacaksınız.
Yok, yok! Durun hemen, sevinmeyin. Arabanızı çekmekten vazgeçmiyoruz.
Arabanızı yine çekeceğiz, göz açık kapayıncaya kadar kamyonete atıp hızla uzaklaşacağız.
Arabanızı yine kim bilir neredeki otoparka götüreceğiz.
Sizden yine hem çekici ücretini hem de otopark ücreti olarak otoparkçının küçük oğlunun düğününe ilişkin ciddi bir katkıyı alacağız. Ayrıca cezanızı da elbette ki keseceğiz.
Ama şöyle bir de çözüm ürettik!
Arabanızı artık öyle deli danalar gibi aramak zorunda kalmayacaksınız.
İşte konuya ilişkin haberimiz : “Emniyet Genel Müdürlüğünün e-devlet üzerinden başlattığı yeni uygulama ile vatandaşlar, araçlarının çekildiği otopark ve ceza bilgisini 'anlık bildirim' ile öğrenme imkanına kavuşacak.”
***
Ciddi yazayım dedim, olmadı. Bari esprili yazayım dedim, belki biraz olsun acısı hafifler arabası çekilen dostların.
Ama hakikaten yani… Bakın 2018 yılına geldik artık…
Arabanın fiyatının kendisi kadar da vergi ödeyerek aldığımız, her yıl tonla vergi ödediğimiz, benzinini dünya rekorları barındıran fiyatlarla aldığımız arabalarımızı bari müsaade edin de rahat kullanalım.
Cezasını kesin, vatandaş paşa paşa ödesin…Otoparkçıyı, çekiciyi zengin etmek nedir?
Eğer çok önemli bir geçiş noktasını işgal etmediyse, eğer herhangi bir güvenlik riski içermiyorsa kamyona atıp götürmek niye?
Ciddi bir mağduriyet oluşuyor, zaten hayatın zor olduğu bir zamanındayız dünyanın. Herkesin derdi kendine yetiyor, bir de bir darbe de “arabanı niye oraya park etmedin de buraya ettin” gibi basit ve komik bir gerekçeyle siz vurmayın.
***
DÜNYANIN EN SOĞUK KÖYÜ
Dünyanın en soğuk noktası Sibirya’daki Oymyakon köyüymüş.
Bugünlerde hava sıcaklığı (ya da soğukluğı) -67 derece…
Köyden bir genç bir özçekim paylaşmış, kirpikleri bile bembeyaz, o derece…
Biraz araştırdım bu köyü.
Köy bu iklime rağmen, son 50 yılda hiç dışarıya göç vermemiş.
Köyün gençler bile kaçıp gidip dönmemezlik etmemiş.
Bu haberi okuyunca beni aldı bir hüzün…
Biz cânım anadolu köylerini, “İstanbul’un taşı toprağı altınmış” diye terkettik.
Dağında karda kayıp hemen aşağıdaki gölünün ılık suyunda “çimebildiğimiz” köyümüzü kaybettik.
Anadoluda çok fazla köy terk edilmiş durumda.
Adamlar -67 derece soğuktaki köyünü terketmemiş de…
Biz her metresi, her santimi ayrı güzellikler işlemeli köylerimizi bir çırpıda terketmişiz…
Bakınız, dramdır bu...